Küresel Elitlerin Suriye’de Radikal “İslamcı” Gruplarla Oyunu!

Suriye: Küresel Elitlerin Desteklediği Radikal Grupların Yükselişi!

Kültürel zenginlikleri ve etnik çeşitliliği ile dikkat çeken Suriye, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Ancak, 2011 yılında başlayan iç savaş, kadim toprakları kaoslar ve belirsizliklere dönüştürmüştür. Bugün, Suriye’nin düşüşü, yalnızca rejimin çöküşü değil, aynı zamanda küresel güçlerin çıkarları doğrultusunda şekillenen karmaşık savaşın sonucudur.

Kaosun Karanlık Yüzü

Savaş, radikal grupların yükselişi ve etnik-dini gerilimlerin derinleşmesiyle iç içe geçmiştir. Suriye’nin geleceği, sadece bölge halkı için değil, tüm Ortadoğu için kritik öneme sahiptir. Çatışmalar, Batı’nın jeopolitik hedeflerini gerçekleştirmek için kullandığı araçlar haline getirildiği için halkın özgürlük talepleri, uluslararası güçler tarafından manipüle edilmiş olması Suriye’yi terörizmin ve radikalizmin merkezi haline getirerek bölgedeki istikrarsızlığı derinleştirmiştir.

Savaşın yıkımı, fiziksel olmanın ötesinde sosyal ve kültürel dokuyu da tehdit etmektedir. Savaşın kazananları, yerel grupların yanı sıra ABD, İsrail, ve Katar gibi güçlerdir. Bu güçler, Suriye’nin kaynaklarını kontrol etme ve bölgedeki etkilerini artırma amacıyla hareket etmiştir. Ancak kazançları, yerel halk için büyük kayıplara yol açmış, milyonlarca insan evsiz kalmış ve insani krizler derinleşmiştir.

Küresel Elitlerin Stratejik Oyunları

Suriye’de insanların piyon olarak kullanılması, çatışmaların en çarpıcı gerçeklerinden biridir. Kazananların, kaybedenlerin acılarını umursamadan kendi çıkarlarını önceliklendirmesi, uluslararası ilişkilerin karmaşık yapısını gözler önüne seriyor. ABD ve müttefiklerinin desteklediği silahlı radikal gruplar, zamanla kontrol edilemez hale gelerek bölgedeki güç dengesini alt üst etti. İran ve Rusya’nın hedef alınması, gerilimi artırdı.

Radikal grupların yükselişi, Suriye’yi ve Orta Doğu’yu tehdit eder hale gelmiştir. Hayat Tahrir al-Sham (HTS) gibi El Kaide’den türeyen gruplar, Batı’nın desteklediği yapıların parçası olarak ortaya çıkmış ve terörizmin meşrulaşmasına yol açmıştır. Grupların ideolojileri, toplumları bölmekte ve insanları birbirine düşman hale getirmekte etkili olmuştur. Bu bağlamda küresel elitlerin radikal grupları destekleyerek kendi çıkarlarını koruma çabaları, insanlık için tehdittir.

Medyanın Rolü ve Manipülasyon

Medya, savaşın gidişatını ve sonuçlarını şekillendiren en güçlü araçlardan biridir. Batı medyası, Suriye’deki durumu çarpıtarak halkın gerçekleri görmesini engelleyerek kamuoyunu yanıltması, savaşın gerçek yüzünün gizlenmesine yol açmakta ve küresel elitlerin medya aracılığıyla halkı manipüle etme başarısını gözler önüne sermektedir.

Çünkü küresel medyanın manipülasyonu, savaşın seyrini değiştirebilecek kadar güçlüdür ve halkın gerçekleri öğrenme hakkını ihlal etmektedir. Demokrasinin ve özgürlüklerin tehdit altında olduğu bu dönemde, durumun ciddiyeti daha da artmaktadır.

Etnik ve Dini Gerilimler

Suriye’deki etnik ve dini gerilimler, savaşın en acı sonuçlarından biridir. Sünni-Şii çatışması, sadece Suriye’yi değil, tüm Orta Doğu’yu tehdit eden duruma dönüşmüştür. Küresel güçlerin çıkarları doğrultusunda kışkırtılan bu gerilimler, toplumları birbirine düşman hale getirmiştir. Etnik ve dini ayrımcılığın derinleşmesi, bölgedeki barış umutlarını yok etmektedir.

Ekonomik Çıkarlar mı? İnsanlık mı?

Suriye, zengin doğal kaynaklarıyla dikkat çeken ülke olmasına rağmen, savaş sonrası enerji kaynakları küresel güçlerin kontrolüne geçmiştir. Küresel elitler günümüzde enerji politikalarını, savaşın temel dinamiklerinden birisi haline dönüştürdüğü için kaynakları kontrol etme çabaları, bölgeyi yoksulluğa sürüklemiş ve insani krizleri derinleştirmiştir. Savaşın ekonomik sonuçları ise yalnızca Suriye ile sınırlı kalmayıp, bölgedeki diğer ülkeleri de etkilemektedir.

Geleceğe Dair Belirsizlikler

Radikal grupların iktidarı ele geçirmesi, bölgedeki istikrarsızlığı artırmış ve yeni çatışmalara zemin hazırlayarak Suriye’nin geleceği belirsizliğe sürükleyebilir. Gelecekte kaosun derinleşmesi ve yeni çatışmaların patlak vermesi olasıdır. Arap ülkeleri, Suriye’deki durumu izlerken kendi iç politikaları ve çıkarları doğrultusunda hareket etme eğilimleri, bölgedeki güç dengesinin değişmesine ve yeni ittifakların oluşmasına yol açmaktadır.

Çünkü İslam kisvesi atında hareket eden radikal örgütlerin aşırıcı fikirlerini taşıyan Suriye İslam devletinin varlığı, Ortadoğu ülkeleri için istenmeyen durumdur. Küresel elitlerin, bunu kendi çıkarları doğrultusunda kullanma çabaları ise büyük tehditler oluşturmaktadır.

Büyük Sıfırlama ve Ortadoğu

Küresel elitlerin Suriye planları, çatışmaların ötesinde Ortadoğu’ya yönelik genişletilmiş kontroller stratejisinin parçası olan Büyük Sıfırlama Planlarının Ortadoğu ayağı olarak ortaya çıkmaktadır. Çatışmaların arka planındaki güç dinamikleri ve gelişmeler küresel elitlerin bölgeye yönelik tehditleri içeren stratejilerini gözler önüne sermektedir.

Sonuç olarak bölge ülkeleri ve insanları, tehditlerle yüzleşmek ve mücadele etmek zorundadır. Aksi takdirde, kaos ve istikrarsızlık Ortadoğu ile ülkemizi etkisi altına alacaktır. Sonrasında topyekûn belirsiz geleceğe sürükleyecektir.

Sadi ÖZGÜL

Yazar

[Yazar]
Banner
Yasal Uyarı:
Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.