Antalya Diplomasi Forumu’ndan Sızan Ürpertici Şok Gerçekler

Ortadoğu da Siyonist Çete Komplosu; Türkiye’ye Yönelik Büyük Sıfırlama

Antalya Diplomasi Forumu, küresel siyasetin kirli çamaşırlarının ortaya serildiği platforma dönüştü. Özellikle Jeffrey Sachs’ın yaptığı çarpıcı açıklamalar, Ortadoğu’daki kanlı oyunların perde arkasını, Batı medyasının ve yerli işbirlikçilerinin yıllardır gizlemeye çalıştığı çıplak gerçekleri gözler önüne serdiği açıklamaları, sadece bölgesel çatışmanın analizini değil, aynı zamanda küresel güçlerin sinsi planlarının Türkiye üzerindeki potansiyel etkilerini de ifşa etiğine göre artık uyuma vakti değil, uyanma ve küresel kirli oyunlara “dur” deme vaktidir.

Suriye Savaşı: Washington ve Tel Aviv Patentli Yıkım Projesi mi?

Yıllardır “Esad diktatörlüğü” yalanıyla pazarlanan Suriye iç savaşının, aslında Washington ve Tel Aviv’in ortaklaşa yürüttüğü, soğukkanlılıkla planlanmış rejim değişikliği operasyonu olduğu gerçeği, Sachs tarafından tüm çıplaklığıyla ortaya koyduğu Ortadoğu‘ya yönelik kanlı senaryonun fitili, 2011’de Obama’nın başkanlık emriyle ateşlendi ve “Timber Sycamore” kod adıyla yürütüldü.

Amaç, Beşar Esad’ı devirmek değil, İsrail’in bölgesel hegemonyasını pekiştirmek ve Ortadoğu’yu Siyonist çıkarlara göre yeniden şekillendirmekti. Önce CIA ve bölgesel piyonlar aracılığıyla “kızgın genç cihatçılar” kisvesi altındaki terör grupları eğitildi, silahlandırıldı ve Suriye halkının üzerine salındı.

Sonuç: 14 yıldır süren vahşet, 600 binden fazla ölü ve milyonlarca mülteciye sebep olan savaş, Esad’ın zulmünden değil, doğrudan doğruya Amerikan emperyalizminin ve Siyonist yayılmacılığın ürünüdür.

ABD-İsrail Şer Ekseni: Ortadoğu’nun Kanser Hücreleri ve İşbirlikçileri

Suriye trajedisi, buzdağının sadece görünen kısmı. Jeffrey Sachs’ın da altını çizdiği, yıkım projesi, ABD ve İsrail’in on yıllardır bölgede yürüttüğü sistematik istikrarsızlaştırma politikasının parçası. Wesley Clark’ın Pentagon’da önüne konulan notta ifşa edilen “beş yılda yedi ülke” planı, Irak’tan Libya’ya, Sudan’dan Lübnan’a kadar uzanan geniş coğrafyayı hedef alıyordu. İsrail, planların merkezindeki saldırgan güç olarak hareket ederken, ABD ona sadece siyasi ve diplomatik kalkan sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda finansman, silah, mühimmat, istihbarat ve operasyonel destekle suçlara doğrudan ortak oluyor.

Özellikle Gazze’de yaşanan soykırım, ABD’nin kanlı suç ortaklığının en net ve en acımasız örneğidir. Çünkü İsrail, ABD’nin tam desteği olmadan gün bile ayakta kalamaz, tek kurşun bile atamazdı. Küresel şer ekseni, bölgedeki işbirlikçileriyle bölgenin iliğini kurutan kanser hücresi gibi çalışmaktadır.

Diplomasi Maskesi Altında Emperyalist Tahakküm

Uluslararası toplum ve diplomasi kavramları, kirli oyunun üzerini örtmek için kullanılan birer maskedir. Kofi Annan’ın 2012’deki Suriye barış planının, tam başarıya ulaşmak üzereyken ABD tarafından nasıl sabote edildiği, ikiyüzlülüğün en bariz kanıtıdır. ABD’nin “Esad ilk gün gitmeli” dayatması, barış umutlarını dinamitlemiş ve yüz binlerce insanın daha ölümüne yol açmıştır.

Gerçek diplomasi yerine CIA operasyonlarına ve emperyalist dayatmalara dayalı dış politika anlayışı sürdükçe, bölgeye barışın gelmesi mümkün değildir. Barışın tek yolu, dış güçlerin müdahalesinin tamamen sona ermesi ve bölge halklarının kendi kaderlerini tayin etmesidir. Ancak mevcut konjonktürde, emperyalist güçlerin ve onların yerli işbirlikçilerinin asla izin vermeyeceği senaryodur. 

Yerli İşbirlikçiler ve Taşeron Devletler: İhanetin Bedeli

Küresel ve bölgesel komplonun hayata geçirilmesinde, ABD ve İsrail kadar, onlara taşeronluk yapan bölgesel aktörlerin ve yerli işbirlikçilerinin de vebali büyüktür. Bazı Ortadoğu ülkelerinin, “cihatçı” grupların eğitilmesi, silahlandırılması ve Suriye’ye sokulmasında oynadığı roller, artık sır değil. Kendi ulusal ve bölgesel çıkarlarını hiçe sayarak emperyalist projelere piyon olan Ortadoğu yönetimleri, sadece komşu ülkelerin yıkımına ortak olmakla kalmamış, aynı zamanda kendi ülkelerini de istikrarsızlığın ve ABD terörünün hedefi haline getirmişlerdir. 

Büyük Sıfırlama Projesi ve Türkiye İçin Alarm Zilleri

Ortadoğu’da yaşanan tüm kaos, çatışma ve yıkımlar, tesadüfi olaylar silsilesi değildir. Bunlar, küresel elitlerin “Büyük Sıfırlama (Great Reset)” olarak adlandırdığı, dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda yeniden yapılandırma planının bölgesel yansımalarıdır. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında ulus devletlerin zayıflatılması, sınırların anlamsızlaştırılması, toplumların kimliksizleştirilmesi ve dijital kontrol mekanizmasıyla insanlığın köleleştirilmesi hedeflenmektedir. Suriye’de, Irak’ta, Libya’da ve şimdi de Gazze’de uygulanan ve sıranın İran’a geldiği istikrarsızlaştırma politikaları, büyük planın adımlarıdır.

Türkiye, jeopolitik konumu ve tarihi misyonu nedeniyle İran’dan sonra planın en önemli hedeflerinden biridir. Yıllardır içeride ve dışarıda uygulanan politikalar, terör örgütlerine verilen destekler, komşularla yaratılan gerilimler ve toplumsal kutuplaşma, Türkiye’yi küresel operasyona hazırlama amacı taşımaktadır. Antalya Diplomasi Forumu’nda yapılan ifşaatlar, Türkiye halkı için son uyarı niteliğindedir.

Emperyalizmin ve Siyonizm’in yerli işbirlikçileri eliyle ülkenin nasıl felakete sürüklendiğini görme ve gidişata dur demek için ulusal bilinçle ayağa kalkma zamanı gelmiştir. Aksi takdirde, yarın çok geç olabilir ve Türkiye de parçalanmış Ortadoğu ülkelerinin kaderini paylaşabilir.

Uyan Türkiye! Büyük oyunun farkına var ve kendi kaderine ve geleceğine sahip çık!

Sadi ÖZGÜL
Kureselifsa.com

Yazar

[Yazar]
Banner
Yasal Uyarı:
Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.