Palantir: Türkiye’ye Yönelik Dijital Gözetim Tehditleri

Palantir: Türkiye’ye Yönelik Dijital Gözetim Tehditleri

Gözlerden uzak, derin ve kapsamlı gözetim sistemleri, uygulandığı ülkelerde vatandaşlarının hayatlarını kökten değiştirmekle kalmıyor. Benzer teknolojilerin başta ABD olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde hayata geçirildiğine dair güçlü işaretler bulunuyor.

Bu makalede bahsedeceğimiz Palantir; J.R.R. Tolkien’in “Yüzüklerin Efendisi” eserindeki sihirli kürelerden ilham alan, günümüzün en gelişmiş yapay zeka destekli veri analiz şirketlerinden biri olarak, ABD’de sosyal kredi sistemi benzeri kontrol mekanizmasının temel taşlarını oluşturuyor. Sistem, sadece bireylerin hareketlerini izlemekle kalmayıp, toplumsal yapıyı ve milli güvenliği tehdit eden baskı aracına dönüşüyor.

ABD’de Palantir ve Sosyal Kredi Sistemi Benzeri Gözetim

Palantir, ABD’de özellikle Trump döneminde devlet kurumlarıyla yakın iş birliği içinde, vatandaşların tüm dijital ve fiziksel hareketlerini izleyen sosyal kredi sistemi gibi çalışıyor. Şirketin yapay zeka destekli yazılımları, istihbarat toplama, hedef analizi ve terörle mücadelede kullanılıyor.

Bu sistemler, “yalnız kurt terörist” olarak tanımlanan potansiyel saldırganları önceden tespit edip, saldırı gerçekleşmeden önce müdahale etmeyi amaçlıyor olsa da, bireysel özgürlüklerin ve mahremiyetin ciddi şekilde ihlal edilmesi riskini doğuruyor. ABD’de ise Palantir teknoloji, vatandaşların hayatlarını sürekli gözetleyen, davranışlarını puanlayan ve kontrol eden yapıya dönüşüyor.

Edebiyattan İlham Alan Teknoloji: Palantir’in Kökeni

Palantir, Tolkien’in kurgusal evreninde bilgiye ulaşmanın ve uzakları görmenin büyülü yolu olarak yer alan sihirli küreler, kullanıcısına başka küreyle bağlantı kurarak uzak olayları izleme imkânı sunar. Modern dünyada ise Palantir ismi, büyük veri analitiği ve yapay zeka alanında faaliyet gösteren teknoloji şirketi tarafından benimsendi. Şirketin geliştirdiği yazılımlar, karmaşık veri setlerini analiz ederek, adeta “uzakları gören” çok özel göz gibi çalışıyor. Ancak bu göz, özgürlükleri değil, kontrolü hedefliyorken; tam kontrolü sağlamaktaki amacı nedir?

Güç Yapılarında Psikopatların Yükselişi ve Kural Tanımazlık

Güç ve iktidar alanlarında ahlaki sınırların ortadan kalktığı ortamda, vicdan ve etik değerlerden yoksun bireylerin yükselmesi kaçınılmazdır. Siyaset, şirketler ve devlet kurumlarında, kurallara bağlı kalmayan ve her yolu mübah gören psikopatların avantaj sağladığı bir gerçek. Kazanmak için her şeyi yapmaya hazır olanlar, sınırlamaları olanlara karşı üstünlük kuracak olması, teknolojik gözetim sistemlerinin kötüye kullanılma ihtimalini artırıyor ve demokratik toplumların temel değerlerini tehdit ediyor.

Türkiye’de Benzer Sistemlerin Hayata Geçmesi Halinde Ortaya Çıkacak Tehlikeler

Türkiye’de de benzer gözetim ve sosyal kontrol sistemlerinin uygulanmaya başladığına dair güçlü göstergeler mevcut. Böyle bir sistemin hayata geçirilmesi, toplumsal yapıyı derinden sarsacak, bireysel hakların yok edilmesine yol açacaktır. Devletin vatandaş üzerindeki denetimi artarken, özgürlükler geri dönülmez biçimde kısıtlanabilirken, demokratik kurumların işlevsizleşmesine ve otoriter yönetimlerin güçlenmesine zemin hazırlar. Ayrıca, sistemin kötüye kullanımı toplumsal kutuplaşmayı derinleştirir ve muhalif seslerin susturulmasına olanak tanır.

Milli Egemenlik ve Özgürlükler Tehlikede

ABD’den sonra Türkiye’de bu tür teknolojik kontrol mekanizmalarının yaygınlaşması demek Büyük Sıfırlama (Great Reset) planları kapsamında milli egemenlik ve özgürlükler açısından büyük tehdit demek olan bu tür sistemler, bireylerin hayatlarını kontrol altına alan, demokratik kurumları zayıflatan karmaşık ve sinsi ağın parçasıdır. Devletin yetkilerinin sınırsızca genişletilmesi, otoriter ve totaliter rejimlerin güçlenmesine yol açar.

Karanlık planlara karşı uyanmak ve direnmek artık kaçınılmazdır. Palantir, edebi hayalden dijital çağın en karmaşık ve tehlikeli gözetim araçlarına dönüşürken; dönüşümün ardındaki karanlık gerçekleri görmek ve sorgulamak, her vatandaşın en temel görevi olmalıdır.

Bilinçlenme Çağrısı: Toplumsal Sorumluluk ve Mücadele

Türkiye’ye yönelik bu tür tehditlerin “teknolojik gelişmeler” olarak sunulmasına karşı sessiz kalmak, özgürlüklerin geri dönülmez biçimde kaybına neden olur. Her birey, milli sorumluluğunu bilerek, bu tür teknolojik kontrol sistemlerini sorgulamalı ve bilinçlenmelidir. Toplumsal dayanışma ve eleştirel düşünce, her türlü tehdide karşı en güçlü savunmadır. Türkiye’nin geleceği, halkın farkındalığı önce aktif itirazla başlayan direnişiyle şekillenmeye başlayabilir. Şimdiden harekete geçme zamanıdır…

Sadi ÖZGÜL

Yazar

[Yazar]
Banner
Yasal Uyarı:
Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.