Kredi Kartıyla Kurban Kesmek Faiz Tuzağıdır!
Kurban Bayramı’nda ibadet niyetiyle yapılan alışverişlerde kredi kartı kullanımı, kutsal görev olan kurban ibadetini nasıl faiz tuzağına dönüştürüyor?
Diyanet ve müftülerin verdiği standart fetvalar, kredi kartıyla kurban kesmenin caiz (uygun) olduğunu söylese de, görüşün ardında yatan finansal gerçekler ve sistemin işleyişi çok daha karmaşık ve tehlikeli. Üstelik, kanun zoruyla Türkiye’nin tek tip dini otoritesi olarak Kur’an’ın farklı meallerini tek tip anlayışa zorlaması, toplumsal bilinçlenmeyi engellerken kredi kartı konusunda yerleştirilmeye çalışılan başka bir tehlike olarak karşımıza çıkıyor. Kredi kartıyla kurban kesmenin neden faiz tuzağı olduğunu, sistemin nasıl işlediğini ve toplumsal etkilerini derinlemesine incelenmelidir.
Borçla İbadet Yasak! Kurbanın Fıkhi Temeli
Kurban, mali gücü olan kişinin yerine getirmesi gereken kutsal ibadettir. İslam fıkıh ekolleri, özellikle Sünni mezheplerinde, borçlanarak kurban kesmenin uygun olmadığını net şekilde belirtir. Allah, kullarına borç yükleyerek ibadet emretmez. Borçla yapılan ibadet, özünde dini prensiplere aykırıdır. Ancak Diyanet ve müftüler, temel fıkhi görüşü göz ardı ederek kredi kartıyla kurban kesmenin caiz olduğunu savunuyor. Bu yaklaşım, ibadetin ruhuna zarar verirken, taksit ödemelerinde yaşanabilecek aksaklıklar kişiyi haciz ve faizli icra süreçlerine sürüklüyor. Üstelik, dini otoritelerin hukuki ve mali risklere karşı koruma sağlamaması, toplumu savunmasız bırakıyor.
Kredi Kartı: Bankaların Gizli Faiz Mekanizması
Diyanet ve müftüleri, kredi kartıyla kurban kesmenin faize düşmediğini, borcun zamanında ödenmesi halinde sorun olmadığını iddia ediyor. Peki, banka neden bedava borç versin? Kredi kartı, özünde faizli borç mekanizmasıdır. Bankalar, bilgisayar tuşlarına basarak havadan sanal para yaratarak müşteriye borç verir ve borç üzerinden gizli veya açıktan faiz talep eder.
Bu süreçte, mal ve hizmetlerin fiyatları, bankaların parayı maliyetli yaratmasından dolayı artar. Siz borcunuzu zamanında ödeseniz bile, bankalar işlemden faiz ve komisyon alır. Ticaretin tarafları arasına giren bankalar, yolla sürekli faiz geliri elde eder. Faizsiz kredi kartı işlemi mevcut finans sistemi içinde mümkün değildir.
Kısmi Rezerv Sistemi ve Faizin Derin Ağı
Kredi kartı işlemleri, bankaların kısmi rezerv sistemiyle yeni borçlar ve faizler yaratmasına yol açar. Bu sistem, ekonomide sürekli borç-faiz sarmalını besler ve toplumu bankaların kölesi haline getirirken, kurban için kredi kartıyla yapılan ödemeler, sadece bireysel borçlanma değil, aynı zamanda sistemin devamlılığını sağlayan finansal tuzaktır.
Müftülerin ve dini otoritelerin sistemin işleyişinden habersiz verdikleri fetvalar, faizi meşrulaştırmakta ve insanları ekonomik çıkmazlara sürüklemektedir. Bu fetvalar, toplumsal bilinçlenmeyi engelleyen narkoz etkisi yaratır.
Vadeli Satış: Mal ve Paranın Zamana Bağlı Maliyeti
Vadeli satış, aslında vadeli para satışı gibidir. Aradaki fark, satılan mal veya paranın maliyetinin zamana bağlı olarak artmasıdır. Faiz, sadece borç üzerinden ve geçen zaman nedeniyle oluşur. Mal taksitlendirildiğinde, aslında mal üzerinden borç taksitlendirilmiş olur. Peygamberimizin “Faiz ancak borçtadır” sözü, durumu net şekilde ortaya koyar.
Niyetimiz ibadeti yerine getirmek olsa da, bazen sistemin gerçekleriyle yüzleşmek ve eleştirmek gerekir. Çünkü yapı, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ekonomik ve ahlaki sorunlar doğurur.
Diyanetin Bazı Fetvaları Toplumsal Bilinçlenmeye Darbe Vurmaktadır
Diyanet’in sadece tek tip bir Kur’an meali dayatması, farklı yorum ve anlayışların önünü kapatıyorkeni şimdide kredi kartıyla kurban alışverişine olur vermesi aynı zamanda, toplumsal bilinçlenmeyi engelleyen, sorgulamayı ve eleştirel düşünceyi zayıflatan baskı mekanizması oluşturuyor.
İnsanların dini konularda farklı bakış açılarını öğrenmesi ve tartışması engellenirken, kredi kartı ve faiz konusundaki gerçekler de örtbas ediliyor. Bu tek tip anlayış, halkın ekonomik ve dini haklarını korumaktan uzak, mevcut faize dayalı sistemin devamını kolaylaştıran tutumdur.
Faiz Sistemiyle Mücadelede Milli Sorumluluk
Finansal sistemin içinde gizlenen karmaşık ve sinsi planlar, toplumun ekonomik özgürlüğünü tehdit ederken, kredi kartı ve taksitli alışverişler üzerinden yayılan faiz tuzağı, sadece bireyleri değil, ulusal ekonomiyi de esaret altına alıyor. Bu sistem, derin kontrol mekanizması olarak işliyor ve halkın bilinçlenmesini engellemek için dini otoriteler bile yanlış yönlendirmelere maruz kalıyor.
Artık farkına varıp, bu tür tuzaklara karşı durmak, milli sorumluluk ve bilinçle hareket etmek zorunludur. Faiz sisteminin kölesi olmaktan kurtulmak için, mevcut finansal yapıyı sorgulamak ve değiştirmek kaçınılmazdır. Sessiz kalmak, insanımız aleyhine sinsi planların devamına zemin hazırlamaktır. Herkesin gerçekleri görmesi, sorgulaması ve harekete geçmesi gerekiyor. Aksi halde, ekonomik bağımsızlık hayal olmaktan öteye geçemez.
Sonuç olarak; ister alışveriş kartı isterse kredi kartıyla kurban kesmek, sadece ibadet tercihi değil; derin finansal ve ahlaki krizdir. Faiz tuzağına düşmeden, gerçek anlamda helal ve temiz ibadet için bilinçlenmek, sistemin karanlık yüzünü görmek ve buna karşı durmak şarttır. Sorgulamayarak, sessiz kalmak, geleceğimizi ipotek altına almak demektir.
Yunus EKŞİ
Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.