Doğu Türkistan: Türk ve İslam Dünyasının Kanayan Yarasıdır

Türk ve İslam Dünyasının Kanayan Yarası Karanlık Kıyametin Perde Arkasındaki Doğu Türkistan Meselesi

Doğu Türkistan, sadece coğrafi bölge değil; Türk ve İslam dünyasının en derin yaralarından biri olarak insanlık onuruna yönelik sinsi saldırının merkezidir. Çin’in uyguladığı sistematik asimilasyon, kültürel soykırım ve insan hakları ihlalleri, dünya kamuoyunda yeterince bilinmemekte, Türkiye’de ise ekonomik ilişkilerin gölgesinde kalması, zulmün devamına zemin hazırlamakta, milyonlarca insanın kaderini karartmaktadır.

Çin’in Stratejik Hedefleri ve Uygulanan Politikalar

Çin, Doğu Türkistan’ı sadece bölge olarak değil, küresel hakimiyet stratejisinin kilit noktası olarak görmektedir. Tarih boyunca üstünlük ve dünya hâkimiyeti idealleriyle hareket eden Çin, Uygur halkını hedefinin önündeki en büyük engel olarak tanımlamış ve asimilasyon, kültürel erozyon ve ekonomik baskı politikalarını sistematik biçimde uygulamaktadır. Çin’in 36 stratejik hilesi, sadece Doğu Türkistan’ı değil, tüm Türk dünyasını tehdit eden uzun vadeli planın parçasıdır.

İnsanlık Dışı Uygulamalar ve Toplama Kampları

Doğu Türkistan’da milyonlarca insan zorla toplama kamplarında tutulmakta, aileler parçalanmakta, çocuklar asimilasyon kamplarında yetiştirilmektedir. Kamplardan çıkanlar ise köle pazarlarında düşük ücretlerle çalıştırılmaktadır. İnsanlık dışı uygulamalar, uluslararası raporlar ve bağımsız mahkemeler tarafından soykırım ve insanlığa karşı suç olarak belgelenmiştir. Ancak Müslüman ve Türk dünyasında yeterli farkındalık ve tepki oluşmamıştır.

Kültürel ve Dini Baskılar

Çin, Uygur kültürünü, dilini ve dinini sistematik olarak yok etmeye çalışmaktadır. Uygurca eğitim yasaklanmış, camiler yıkılmış, dini faaliyetler engelleyerek kültürel soykırımla, Uygur halkının kimliğini tamamen silmeyi hedeflemektedir. Aynı zamanda Çin, kendi içindeki diğer Müslüman azınlıklara da baskı uygulamakta, onları propaganda aracı olarak kullanmaktadır. Türkiye’nin kültürel tahribata karşı duyarlı olması ve uluslararası kamuoyunu bilinçlendirmesi hayati önem taşımaktadır.

Türkiye’nin Gözünden Doğu Türkistan Gerçeği

Türkiye, Doğu Türkistan meselesinde uzun süre yeterince aktif olamamış, Çin ile ekonomik ilişkilerin ön planda tutulması nedeniyle konu geri planda kalmıştır. Oysa Türkiye, iki kıtayı birbirine bağlayan jeopolitik konumu ve Türk dünyasının lideri olarak meselede öncü rol üstlenmelidir. Çin’in Türkiye’deki yatırımları kısa vadede kazanç gibi görünse de uzun vadede ekonomik ve siyasi bağımsızlığı zayıflatacak tuzaklardır. Türkiye’nin tuzaklara karşı bilinçli olması, Çin’in gerçek niyetini anlaması ve buna göre politikalar geliştirmesi zorunludur.

Uluslararası Boyutta Doğu Türkistan ve İnsan Hakları

Birleşmiş Milletler, Avrupa Parlamentosu ve bağımsız mahkemeler Çin’in Doğu Türkistan’daki uygulamalarını insanlığa karşı suç ve soykırım olarak tanımış, Çin’i kınamıştır. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği, zorunlu işçilikle üretilen ürünlerin boykot edilmesi yönünde kanunlar çıkarmıştır. Ancak Müslüman ve Türk dünyasında yeterli tepki ve dayanışma maalesef oluşmaması, zulmün devamına ve mağdurların yalnız kalmasına yol açmaktadır.

Doğu Türkistan Diasporası ve Kültürel Tehdit

Doğu Türkistanlılar, Türkiye ve dünya genelinde diasporalar oluşturarak mücadelelerini sürdürmektedir. Ancak genç nesillerin farklı coğrafyalarda evlenip asimilasyona uğraması, kültürel kimliğin erozyona uğraması tehlikesini beraberinde getirmesi, Doğu Türkistan davasının sadece coğrafi değil, aynı zamanda kültürel ve demografik mücadele olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin diasporadaki Doğu Türkistanlılara sahip çıkması, kültürel bağları güçlendirmesi gerekmektedir.

Türkiye’nin Ekonomik ve Politik Mücadeledeki Rolü

Türkiye, Doğu Türkistan meselesinde sadece insani değil, stratejik rol üstlenmelidir. Çin’in ekonomik yatırımları ve kredileri karşısında dikkatli olunmalı, yerli üretim desteklenmeli ve Çin mallarının boykot edilmesi teşvik edilmelidir. Ayrıca, Türkiye’nin uluslararası platformlarda Doğu Türkistan davasını güçlü şekilde savunması, diplomatik ilişkilerde konuyu önceliklendirmesi gerekmektedir.

Toplumsal Farkındalık ve Geleceğe Çağrı

Doğu Türkistan meselesi, sadece Doğu Türkistanlıların değil, tüm Türk ve İslam dünyasının ortak sorunudur. Toplumsal farkındalık artırılmalı, genç nesiller bilinçlendirilmelidir. Hanımlar ve erkekler, aileler ve bireyler olarak herkesin mücadeleye destek vermesi, çevresini bilgilendirmesi gerekmektedir. Bu, sadece dayanışma değil, aynı zamanda milli ve manevi görevdir.

Türk Dünyasına Yönelik Gizli Planlara Karşı Mücadele

Doğu Türkistan’da yaşananlar, sadece bölgesel kriz değil, küresel güç dengelerini değiştirmeye yönelik karmaşık ve sinsi planın parçasıdır. Çin’in stratejik hedefleri, Türk dünyasının ve İslam aleminin geleceğini tehdit etmektedir. Türkiye ve Türk halkı, tehlikeyi görmeli, bilinçlenmeli ve harekete geçmelidir. Sessiz kalmak, ihanetin ta kendisidir. Mücadeleye katılmak, sadece Doğu Türkistan için değil, tüm Türk milletinin varlığı için hayati önemdedir.

Küresel İfşa

Yazar

Banner
Yasal Uyarı:
Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.