Yeni Ortadoğu’nun Dijital Hapishanesinin Karanlık Yüzü

Yeni Ortadoğu’nun Dijital Hapishanesinin Karanlık Yüzü

Gözlerinizi açın! İnsanlık, görünmez zincirlerle kuşatılmış durumda. Teknoloji, özgürlüklerinizi elinizden alırken, savaşlar ve gözetim sistemleriyle hayatınızın her alanı kontrol altına alınıyor olması distopya değil; çoktan kapımıza dayanan, sinsice ilerleyen gerçeklik. Kendi iradenizi kaybetmek üzere olduğunuzu fark etmiyorsanız, uyanmanın tam zamanı.

Yapay Zeka ve Teknokratik Yönetimin Yükselişi

Geleceği şekillendiren güç, artık insanlardan çok yapay zekanın eline kısmen geçmiştir. Robotik zihinler, karar alma süreçlerini ele geçiriyor; ne düşüneceğiniz, ne yiyeceğiniz, nasıl yaşayacağınız onlar tarafından belirleniyor. Teknokrasi, demokratik değerlerin yerini alırken, uzmanların mutlak yönetimi dayatılan sistem, bireysel özgürlükleri yok sayıyor ve insanlığı dijital hapishaneye hapsediyor.

Özellikle ABD’de faaliyet gösteren Palantir gibi gözetim ve veri analiz şirketleri, mahremiyetin sonunu getirerek merkezi veri tabanlarıyla herkesi izliyor. Öngörücü polislik sistemleri, hukukun üstünlüğünü hiçe sayarak, yerel yönetimlerin bile bilgisi olmadan uygulanıyor. Çin’in sosyal kredi (vatandaşlık puanı) sisteminin bölge versiyonunun habercisi olan uygulamalar, küresel çapta yayılıyor.

Dijital Gözetim Sistemlerinin Küresel Yayılımı ve Özgürlüklerin Sonu

ABD’de test edilen Palantir’in dijital gözetim uygulamaları, benzerleri farklı isimlerle dünyaya yayılırsa, insanlık için geri dönülmez felaket kapıda demektir. Bu sistemler, bireysel özgürlüklerin tamamen ortadan kalkmasına, mahremiyetin tarihe karışmasına ve toplumların algoritmalarla sıkı sıkıya kontrol edilen otokratik rejimlere dönüşmesine yol açar.

İnsanların her hareketi, her düşüncesi anbean izlenip analiz edilirken, “uygun” bulunmayan davranışlar sistem dışına itilerek cezalandırılacak. En basit itaatsizlik suç haline gelecek ve sosyal kontrol mekanizmaları, devletlerin ötesinde küresel elitlerin elinde güçlü baskı aracına dönüşerek demokratik toplumların temel yapı taşlarını yok ederek, insanlık tarihinin en derin özgürlük krizini tetikleyecektir.

Orta Doğu’da Savaşın Kirli Yüzü ve Dijital Gözetimin Yayılması

Orta Doğu’daki çatışmalar, karmaşık güç dengeleri ve ekonomik çıkarlarla şekillenen bölgedeki istikrarsızlık, küresel politikaların ve yerel dinamiklerin sonucu olarak devam ediyor. Bu karmaşık ortamda dijital gözetim teknolojilerinin bölgeye yayılması, durumu daha da ağırlaştırıyor. Palantir gibi şirketlerin uygulamaları, Orta Doğu’yu fiziksel dijital hapishaneye dönüştürüyor. Her alanda insanların hareketleri, iletişimleri ve davranışları anlık olarak izlenip analiz edilerek bölgedeki çatışmalar sadece silahlarla değil, dijital araçlarla da yönetiliyor olması, bölge halklarının özgürlüklerini ciddi şekilde kısıtlıyor ve direnişi tetikliyor.

Gözetim Devleti ve Anayasal Hakların Sistematik İhlali

Orta Doğu’da devletlerinde artan Palantir gözetim uygulamaları ve güvenlik politikaları, bireysel özgürlüklerin sistematik olarak aşınmasına yol açıyor. Polis ve güvenlik güçlerinin militarizasyonu, sivil alanlarda artan baskılarla birleşiyor. İnsanlar, evlerinde bile güvende değil; iletişim araçları ve dijital platformlar üzerinden sürekli izleniyor olması bölge halkın temel hak ve özgürlüklerini tehdit ederken, muhalefet sert şekilde bastırılıyor. Eğitim sistemindeki eksiklikler ve bilgiye erişimin kısıtlanması, halkın anayasal haklarından habersiz kalmasına neden oluyor. Habersizlikten kaynaklanan bilinçsizlik, iktidarların kontrolünü kolaylaştırıyor.

Medya Manipülasyonu ve Toplumsal Farkındalığın Engellenmesi

Ortadoğu medyası, gerçekleri gizleyerek halkı eğlence ve dikkat dağıtıcılarla oyalıyor. Bilgi kontrolü, dezenformasyon ve kutuplaştırma, toplumsal uyanışı engelliyor. Protestoların ve muhalefetin anlamı, izinler ve gözetimle zayıflatılıyor. Ancak, baskılara rağmen bilinçlenen bireyler ve topluluklar direnmeye devam ediyor. Şu bir gerçek ki, özgürlük mücadelesi, sadece hükümetten değil, aynı zamanda bilgi akışını kontrol eden güçlerden de kopuşu gerektiriyor.

Türkiye’nin Bölgesel Güvenlik Mücadelesi İçin Öneriler

Türkiye’nin sosyal, toplumsal ve milli güvenliği, Büyük Sıfırlama Planlarına bağlı küresel güç dengeleri ve bölgedeki istikrarsızlıklar nedeniyle ciddi tehditler altındadır. Gözetim teknolojilerinin yaygınlaşması ve demokratik hakların zayıflaması, ülkemizi savunmasız bırakmaktadır.

Bu karanlık planlara karşı en etkili mücadele yolu gençlerin ve çocukların eğitimi ve bilinçlendirmedir. Çocukların anayasal haklar ve özgürlükler konusunda bilinçlendirilmesi, direnişin temel dayanağıdır. Okullarda verilen eğitim, teknoloji yoluyla aldatılmamaya karşı en güçlü savunma aracı olması gerekirken yeterli değildir.

Gelecek nesiller, karanlık düzeni yıkacak “ejderha avcıları” olarak yetiştirilmeleri yönünde verilecek eğitimdeki eksikliklerin giderilmesi, toplumun köleleştirilmesini engelleyecek ve özgür düşüncenin gelişimini sağlayacaktır. Türkiye, bundan sonra, evde verilecek ek bilinçlendirme eğitimiyle yeniden şekillenecek toplumsal bilinç sayesinde hem iç hem de bölgesel tehditlere karşı güçlü duruş sergileyebilirse hem demokrasinin hem de özgürlüklerin korunmasını sağlayabilir.

Mücadelelerin başarılı olabilmesi için halkın bilinçlenmesi ve organize olması gerekmektedir. Bireylerin ve toplumun bu yönde güçlendirilmesi için sivil toplum örgütlerinin, (STK) ülkenin her yerinde özgürlük platformları kurmaları ve anayasal haklarının savunulması için toplumsal farkındalık oluşturmaları hayati önem taşımaktadır.

SADİ ÖZGÜL

Yazar

[Yazar]
Banner
Yasal Uyarı:
Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.