Maskeler Değişti; Sömürü BRICS İle Devam Edecek!

Küresel Güç Oyunlarının Kirli Perdesi Aralanıyorken Türkiye Ne Yapacak?

Dünya sahnesinde yeni oyun kuruluyor gibi görünse de, perde arkasında dönenler yıllardır aynı acımasız senaryoyu tekrarlıyor. ABD-dolar düzeni sarsılırken, BRICS+ koalisyonu “yeni alternatif” olarak parlatılıyor. Ancak yeni yüz, sadece eski sömürü düzeninin farklı maskesi. Aktörler değişse de, küresel güçlerin acımasız çıkar çarkları aynı hızla dönmeye devam ediyor.

Türkiye ise karmaşık güç mücadelesinin tam ortasında, iki devasa güç bloğunun arasında sıkışmış, savunmasız konumda. Yeni dünya düzeni, sadece yeni maskeler takmaktan ibaret olduğu gerçeğiyle yüzleşmek kaçınılmaz hale geliyor.

ABD-Dolar Düzeni: Çöküşün Sessiz Çığlığı

1970’lerden beri ABD ekonomisi reel üretimden koparak finansal balonların içinde boğuluyor. Hisse geri alımları, kaldıraçlı borçlanma ve spekülatif finansal araçlar, üretim ve altyapı yatırımlarının önüne geçerek sadece ABD’nin değil, küresel ekonominin temelini sarsıyor. Doların rezerv para statüsü hızla erirken, SWIFT gibi finansal ağların yaptırım aracı olarak kullanılması küresel güveni derinden zedeliyor. Ülkeler doların egemenliğine karşı alternatif yollar arıyor; ancak arayışlar, yeni bağımlılık zincirlerinin kurulmasına yol açıyor.

Dünya genelinde gelir eşitsizliği derinleşirken, sosyal gerilimler tırmanıyor. Finansal krizlerin etkisi, sıradan insanların hayatlarına doğrudan yansıyor ve kırılganlık giderek artıyor.

Sömürü Döngüsünün Derin Katmanları

Kaynak talanı, değer tekeli ve dışa bağımlılık petrol, gaz, nadir toprak ve kritik minerallerde finansal araçlarla korunuyor. Proje know-how’u lisans ücretleriyle ticarileştirilirken, dijital izleme ve veri akışları fiyatlandırılıyor. Ulaşım, enerji ve iletişim hatları menkul kıymetleştirilerek altyapı tahvillerine dönüştürülüyor. ABD’nin yeni stratejisi, BRICS ile ilişkilenen ülkelere ek tarifelerle küresel işbirliğini dizginlemeye çalışıyor. Yaptırımlar ise BRICS üyelerinde alternatif finansal ağların gelişimini hızlandırıyor, koalisyon içi entegrasyonu güçlendirirken karmaşık finansal oyunların içinde sıradan vatandaşın sesi hiç duyulmuyor.

BRICS+: Yeni Maske, Eski Oyun

BRICS+ koalisyonu, “çok merkezli” ve “eşitlikçi” söylemlerle sahneye çıkıyor. Ancak perde arkasında Çin ve Rusya’nın ağırlığı belirgin. Yeni Kalkınma Bankası, rezerv swapları ve alternatif ödeme sistemleri, ABD’nin finansal tekelini kırma iddiasında. Fakat kurumlar, üye ülkeleri borçla birbirine bağlayan, teknoloji ve enerji alanında yeni bağımlılıklar yaratan araçlara dönüşüyor. Kuşak-Yol gibi projeler, Afrika’dan Latin Amerika’ya kaynak talanını sürdürüyor. Yenilenebilir enerji yatırımları Çin’in teknoloji tekelini pekiştirirken, nadir toprak elementleri ve kritik minerallerin kontrolü yeni sömürü biçimlerini doğuruyor. BRICS+, eski düzenin yeni yüzü olmaktan öteye geçemiyor.

Türkiye’nin İkilemi: İki Dev Arasında Sıkışan Kırılganlık

Türkiye, dolar cinsinden dış borç yükü ve rezerv bağımlılığı nedeniyle ABD’nin finansal politikalarına karşı savunmasız. SWIFT yaptırımları riski, enerji ve tedarik zincirlerinde kırılganlık yaratıyor. Öte yandan BRICS+ koalisyonunda tam üye olmaması, karar alma süreçlerinde dışlanması anlamına geliyor. Çin-Rusya eksenli projelerde Türkiye, lojistik ve altyapı yatırımlarında yan hatlara itiliyor. Dijital para ve teknoloji alanında ise bağımlılık artıyor, siber güvenlik riskleri büyüyor. Hem Batı hem Doğu blokları arasında sıkışan Türkiye, “yarı-etkili güç” konumunda kalma tehlikesiyle karşı karşıya. Ülkenin geleceği, kırılgan konumun yarattığı risklerle şekilleniyor.

Gizli Planlar ve Operasyonlar: Türkiye’nin Kaderi Kimlerin Elinde?

Türkiye’nin kaderi, sadece ekonomik ve politik tercihlerle açıklanamayacak kadar karmaşık yapıya sahip. Küresel güçlerin gizli operasyonları ve stratejik planları süreci derinden etkiliyor. Enerji koridorları, kredi tuzakları ve dijital altyapı bağımlılığı gibi faktörler, ülkenin bağımsız hareket alanını kısıtlıyor ve gerçekler çoğu zaman gözden kaçıyor.

Ancak karmaşık ağdan çıkış, bilinçli ve kararlı adımlarla mümkün. Yerel kaynakların ortak akılla işletilmesi, halkın karar alma süreçlerine katılımının artırılması ve teknoloji egemenliğinin sağlanması şart. Dünya düzeni değişse de sömürü mekanizmaları aynı acımasızlıkla farklı isimlerle devam ederken Türkiye, iki büyük güç bloğu arasında sıkışırken her alanda gerçek bağımsızlık hayali giderek uzaklaşıyor. Fakat farkındalık ve kararlı mücadeleyle döngü kırılabilir; beklemek yerine harekete geçmek, kaderi kendi ellerine almak için tek yol.

Küresel güçlerin oyunları, sıradan vatandaşların hayatlarını derinden etkilerken, bilinçli adımlar atılmadığı sürece kıskaç daha da sıkılaşacak. Şimdi, gerçekleri görmek ve harekete geçmek zamanı.

Küresel İfşa

Yazar