Hutbelerdeki Gizli Kodlar: Toplum Uyutulmak mı İsteniyor?

Hutbelerdeki Gizli Mesajlar: Bize Ne Anlatılıyor?

Cuma namazlarında dinlediğimiz hutbeler, eskiden beri doğru yolu gösteren, içimizi rahatlatan konuşmalardı. Ancak son dönemde hutbelerde farklı konuların işlendiği, adeta gizli mesajların fısıldandığı hissediliyor.

Yapılan kamuoyu araştırmaları da gösteriyor ki, söz konusu durum yalnızca kişisel hissiyatımız değil; hutbeler, dinin arkasına saklanarak bilinçaltımıza siyasi ve düşünsel mesajlar vermeye çalışıyor. Gizli mesajları ortaya çıkarmanın, “Acaba bize ne anlatılmak isteniyor?” sorusuna yanıtlar bulmanın zamanı geldi.

Hutbelerdeki Değişim: Bize Ne Yaptırılmak İsteniyor?

Özellikle son 7,5 aylık (30 hafta) cuma hutbelerine bakıldığında ilginç durumlarla karşılaşılıyor: Adeta “gevşek milli ve ümmetçilik” birliği üzerine kurulu koşulsuz itaat ve biat anlayışı aşılanmaya çalışılıyor. Yani, ne alıp sattığımızdan sosyal medyada nasıl konuştuğumuza kadar, günlük hayatın her alanının, insanı yok sayan siyasetin istediği ahlak çizgisine çekilmeye çalışıldığı; insanların merak etme, sorgulama ve soru sorma alışkanlıklarından uzaklaştırılmak istendiği gözlemleniyor.

Kuran ayetleri cımbızla çekilip anlamından koparılarak manipüle ediliyor; ancak asıl amaç, siyasi mesajları dini kılıfla sunmak gibi görünüyor. Örneğin, su tasarrufu gibi basit konunun dahi, halkın tepkilerine rağmen kanunlaştırılan iklim kanunu politikalarıyla birleştirilip “ibadet ahlakı” adı altında anlatılması, hutbelerin aslında daha çok “alt ve orta tabakaya” hitap ettiğini, “zenginler hep zengin kalsın” düşüncesini pekiştirdiğini düşündürüyor.

Diyanet’in Rolü: Neden Bazı Konulara Hiç Girilmiyor?

Diyanet İşleri Başkanlığı, hutbelerin hazırlanmasında ve sunulmasında başrolde. Ancak ekonomik sıkıntılar arttıkça, cuma namazlarında uyuklayan, telefonla ilgilenen insan sayısının artması, hutbelerin etkisini azalttığını ve insanların artık eskisi gibi dikkat kesilmediğini gösteriyor. Yolsuzluk, adam kayırma, devlet malını çarçur etme, adalet, güvenlik gibi önemli konulara hutbelerde pek değinilmemesi de dikkat çekiyor.

İnsanlar, “Acaba Diyanet, iktidarı eleştirmekten mi çekiniyor?”, “İktidarın sözcülüğünü mü yapıyor?” diye sormadan edemiyor. Hatta bazıları, “Kul hakkı yiyen devletin atadığı imamın arkasında namaz kılınmaz” diyerek tepkilerini dile getiriyor. Faiz gibi önemli ekonomik konuların hutbelerde hiç ele alınmaması ve Diyanet’in banka hesaplarından elde ettiği faiz gelirlerini kurum içinde kullanması, kurumun varlık amacını sorgulatıyor.

Toplumdaki Değişim: İnsanlar Neden Dinden Soğuyor?

Hutbelerin siyasi araca dönüşmesi, toplumun din ve ibadet anlayışını da etkilemesi nedeniyle cemaatin çoğu hutbeyi dinlemiyor, sadece cuma namazının farzını kılmak için camiye gidiyor.

Ekonomik sıkıntılar ve haksızlıklar arttıkça, eskiden beş vakit namaz kılan insanların dahi ibadetten uzaklaştığı, hatta bazı kesimlerin “ateist toplum” oluştuğunu söylediği görülüyor. Bunlar, yalnızca dini sorun değil, aynı zamanda toplumun genel yapısında çözülme yaşandığının da işareti. Eğitimli insanların yurt dışına gitmesi, farklı düşünce ve yaşam biçimlerinin azalması gibi durumlar da, toplumun tek tip inanç üzerinden şekillendirilmeye çalışıldığını düşündürüyor.

Adalet ve Ahlak: Neden Sadece Bize Öğüt Veriliyor?

Dini konuşmaların siyasi amaçlarla kullanılması, adalet ve ahlak gibi temel değerleri zedelerken “Önce hırsızlık bitsin, sonra ahlaktan bahsedelim” diyenler haksız değil. Siyasilerin ve bakanların lüks harcamaları, devletin kaynaklarını israf etmesi gibi konuların hutbelerde hiç yer almaması, imamların korktuğu izlenimini yaratıyor. Adalet sistemindeki sorunlar ve cezasız kalan suçlar gibi konuların hutbelerde konuşulmaması, dinin adaleti savunma görevinden uzaklaştığını gösterirken; “Diyanet için Allah’a iman etmek değil de, siyasete hizmet etmek mi önemli?” sorusunu akıllara getiriyor.

Büyük Resim: Küresel Oyunlar ve Bizim Rolümüz

Dini ve toplumsal değişim, aslında daha büyük küresel güçlerin ve bölgesel oyunlarla da bağlantılı olabilir. Son zamanlarda Çin’in dünyanın dört bir yanında ulus devletlerden köklü dinleri zayıflatmak için yerel dini toplulukları kullanma girişiminde bulunma projesinin olduğu ortaya çıkmışken, toplumumuzu belirli yöne çekmeyi amaçlayan karmaşık ve gizli planların varlığı, dijital ortamlarda ve sosyal medyada propaganda yöntemlerinde de kendini gösteriyor. Ülkemizi, bölgemizi ve tüm insanlığı etkileyen büyük oyunun parçası olması, dinin toplumsal hayattaki yerinin ve işlevinin nasıl değiştirildiğine dair önemli ipuçları sunuyor.

Son Söz: Gözümüzü Açma Vakti

Cuma hutbelerinin günümüzde iyiliği tavsiye etmek yerine, dini söylemin siyasi manipülasyon aracı haline getirildiğini ve bunun toplumda yarattığı zararlı etkileri gözlerimizin önünde yaşanırken, sadece dinlemekle kalmamalı, sorgulamalı ve perdenin arkasındaki gerçekleri görmeliyiz. Tüm bunlar sıradan dini mesele ya da din görevlilerine kızılıp geçilebilecek olmaktan çıkmış, aynı zamanda hepimizin geleceği için önemli mücadele alanına dönüşmüştür.

Diyanet İşleri Başkanlığı tamamen lağvedilip; gelirleri kurduğu vakıf tarafından karşılanacak ve vergiden muaf olan özerk, yeni isimlendirilmiş yapı ile yeniden oluşturulmalıdır.

SADİ ÖZGÜL

Yazar

[Yazar]
Banner
Yasal Uyarı:
Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.