“Rüya Ülke” Söylemi, Gazze’nin Çaresizliğiyle Çatışıyor mu?
Ortadoğu ve Türkiye’den yükselen “ABD’nin çöküşü Gazze’nin laneti yüzünden olacak” söylemleri, jeopolitik gerçeklikten uzak, hamasi retorikten ibarettir. Bu tür yüzeysel yorumlar, ABD’nin küresel hegemonyasının temelini sarsan asıl dinamikleri göz ardı etmektedir.
Amerika’nın kendi iç çelişkileri, dış politikadaki stratejik hataları ve derinleşen yapısal sorunları, Gazze’deki trajediden ziyade, sistemin kendi kendini imha eden mekanizmalarının kaçınılmaz sonucu lanet değil, bizzat sistemin kendi eliyle ördüğü çöküş senaryosudur.
Matrix Ağının Gölgesinde Bir Ulus: Halkın İradesi Nerede?
Amerika Birleşik Devletleri, artık klasik ulus devlet olmaktan çıkmış, küresel “matrix ağına” dönüşmüştür. Ağ, kendi çöküşünü titizlikle dokumaktadır. Washington’daki yönetim, halkın gerçek temsilcisi olmaktan uzaklaşmış, sadece illüzyon ve gösteri sunmaktadır. Amerikan halkı ise büyük sahnenin pasif izleyicisi, “hedef kitlesi” haline getirilmiştir. Savaş lobileri, medya devleri, dijital finans baronları ve yasa tanımaz güç odakları, matrix ağının görünmez iplerini elinde tutmaktadır.
Devlet aygıtı, onların küresel çıkarları doğrultusunda hareket eden araçtan öteye geçememektedir. Ağın gerçek sahipleri, Amerikan halkı değil; görünmeyen merkezlerde toplanmış, küresel hegemonyalarını sürdürmek adına her türlü manipülasyonu göze alan seçkinler olup, lobicilik faaliyetleri, medya kontrolü ve algoritmik yönlendirmelerle halkın algısını şekillendirmekte, bilgi akışını kontrol etmekte ve dijital gözetimle her adımı izlemektedirler.
Vergi İsyanı: Kopan Son Bağ ve Yeni Düzen Arayışı
Gazze-İsrail savaşında ABD’nin İsrail’e sağladığı silah yardımına karşı yükselen “benim vergimle savaş yaptıramazsın!” itirazları, Amerikan halkının cumhuriyetçileri ve demokratlarıyla birlikte sistemle kurduğu son bağın kopuşunu işaret ederken partiler üstü, vicdani ortak bilincin yükselişidir. İsrail’e verilen silah desteğine karşı yükselen ses, ideolojik ayrılıktan ziyade, sistemin yapısal bozulmasının somut kanıtıdır.
Zira vergi, halkın devlete olan aidiyetinin son nişanesiydi ve şimdi o bağ kopmak üzereyken, sadece ekonomik ayrılık değil, aynı zamanda yeni toplumsal sözleşme arayışının habercisidir. Halkın ortak bilinci, gelecekte toplumsal hareketlere ve siyasi değişimlere zemin hazırlayabilir. ABD vergi sistemi, gerçekte servet aktarımının gizli aracı olarak işleyerek, toplumsal eşitsizliği derinleştirmekte ve halkın sisteme olan güvenini sarsmaktadır.
Protestoların Perde Arkası: Manipülasyon ve Küresel Çıkarlar
Filistin yanlısı gösteriler, yüzeyde ABD halkının samimi tepkisi gibi görünse de, perde arkasında çok daha karmaşık jeopolitik oyunlar oynanmaktadır. Gösterilerin finansal arka planı, küresel etki sahibi manipülatör isimlerle ilişkilendiriliyor son zamanlarda. Bu tür gösteriler, sadece dış politika eleştirisi değil; aynı zamanda iç siyasete yönelik gizli müdahaleler içermektedir.
Halkın meşru tepkileri, manipülatif amaçlar için kullanılarak, sistemin kendini yenileme ve kontrolü sürdürme mekanizmasının parçası haline gelmektedir. Bu durum, Türkiye gibi ülkelerde benzer manipülasyonların yaşanabileceği endişesini artırmaktadır.
“Ani Durma” Senaryosu: İçeriden Gelen Yıkım
Amerika’nın çöküşü, dışarıdan saldırıyla değil, yapay zeka devletini hayata geçirmek için içeriden planlanmış, stratejik “Ani Durma” senaryosuyla gerçekleşmektedir. Ekonomik borçlar, sonsuz döngü değil; belirli sınırlar içinde tutulan, manipülatif araçtır. Enflasyon, büyümenin doğal sonucu değil; servet aktarımının gizli mekanizmasıdır. Finansal piyasalar, gerçek değeri değil; manipülasyonu fiyatlamaktadır. Her şey gösteriden ibaretken, gerçeklik sadece yüzeyde var olmaktadır. Bu önlenmesi zor çöküş, sadece ekonomik değil; kültürel, siyasal ve toplumsal düzeyde işlemektedir.
Çöküşün Şifresi Vergi Dairelerinden Yükselen İsyanda!
Amerika’nın çöküşü, Beyaz Saray‘da değil, ilk önce vergi dairelerinde başlayacaktır. Çünkü halk, artık yalnızca finansman kaynağı olarak görülmektedir. Sistemin dışında kalan her şey, önce görünmez kılınmakta, sonra suçlu ilan edilmektedir. Toplumsal muhalefet bastırılmakta, marjinalleştirilmekte ve sistemin kontrolü dışında kalan her ses susturulmaktadır.
Yeni Tasarım Bozulmalıdır!
Gazze, sadece küresel ve bölgesel elitler için hem “deneme alanı” olup, hemde mevcut sistemlerin çürümüşlüğün en acımasız dışa vurumudur. İsrail’e verilen her türlü dolaylı destek, halkların rızasını değil; savaş lobileri ve silah endüstrisi gibi çıkar gruplarının stratejik çıkarlarını temsil etmek değilse nedir?
Tüm dünya da yaymak istedikleri bu tasarımı bozmak, ancak halkın yeniden yazacağı işleyiş biçimiyle mümkündür. Katılımcı demokrasi, şeffaf yönetim, etik insani ve faizsiz finansal sistemler, bağımsız medya ve eleştirel düşünceyi teşvik eden eğitim sistemi, yeni düzenin temel taşları olmalıdır. Bunun içinde sivil toplum hareketleri aracılığıyla değişimin tetiklenme potansiyeli büyüktür. Aksi takdirde, görünen devlet çökerken, görünmeyen matrix ağı ayakta kalacak.
BARAN AKSOY

Küresel İfşa olarak;
Şüpheci Olmak İçin Her Türlü Nedenimiz Var!!
