Daron Acemoğlu’nun Yapay Zekâ Aldatmacası

“İşçiye Faydalı Yapay Zeka” Kapitalizmin Yeni Maskesi mi?

Çok ünlü ekonomist Daron Acemoğlu’nun Wall Street Journal‘da yayınlanan yapay zekâ vizyonu yazısında değindiği yapay zekâya dair vizyonu, aslında büyük yanılsamadan ibaret. O, bu teknolojinin ya iş gücünü dışlayan, eşitsizliği körükleyen distopyaya ya da işçiyi destekleyen, üretkenliği artıran ütopyaya evrileceğini varsayıyor. Ancak bu ikili yapı, kapitalizmin kendi iç çelişkilerini, sanki teknik tercihmiş gibi sunarak ideolojik sis perdesi yaratmaktan başka işe yaramıyor.

Bu tür anlatılar, sistemin kurucu tahakküm biçimlerini görünmez kılmakla kalmaz, onları “daha insani” seçenekle meşrulaştırır. Bu, tarihin tekerrür eden oyunu; sadece sahne değişiyor, aktörler aynı kalıyor. Yapay zekâ, işte bu oyunun yeni perdesi.

Piyasa Rekabeti Yalanı ve Dijital Kölelik

Acemoğlu’nun “daha iyi gelecek” için piyasa rekabetinin artırılması gerektiği yönündeki önerisi, tam göz boyamadır. Hangi rekabetten bahsediyoruz? Sermaye yoğun teknoloji şirketleri, rekabeti değil, veri ve altyapı tekelleşmesini stratejik olarak yönetiyor. Onlar için önemli olan, piyasayı ele geçirmek ve kontrolü elden bırakmamaktır. “İşçiye faydalı yapay zekâ” fikri, neoliberal söylemin klasik yeniden kodlamasıdır: teknoloji, bireyin üretkenliğini artırmak için değil, sistemin verimliliğini maksimize etmek için konumlandırması, işçiyi daha verimli dişli haline getirme çabasından başka şey değildir.

İşçiye sunulan o “bağlama özgü bilgi” ise, aslında gözetimle iç içe geçmiş kontrol mekanizmasıdır. Her hareketiniz, her veriniz, sistemin daha da güçlenmesi için kullanılıyor. Bu, dijital çağın yeni kölelik biçimidir.

Devletin Rolü: Kukla mı, Ortak mı?

Acemoğlu’nun metninde devletin rolü, ya teknolojiye teslim olmuş kukla ya da onu düzenleyen aktör olarak tanımlanıyor. Bu ikili yapı, devletin zaten sermaye ile simbiyotik ilişkisini ve dijital altyapıların kurucu ortaklığını görmezden geliyor. Devlet, bu büyük oyunun sadece bir parçası değil, aynı zamanda aktif oyuncusudur. “Yapay zekâ devleti kapitalizmi” ifadesi, sanki yeni bir modelmiş gibi sunulsa da, aslında mevcut dijital tahakkümün kurumsallaşmış biçimidir. Bu kavramlar yalnızca semptomları yönetir; yapısal sömürü biçimlerini yeniden üretir. Devlet, bu sistemin bekçisi ve uygulayıcısıdır; halkın çıkarlarını korumak yerine, sermayenin çıkarlarına hizmet eder.

Uyanış Çağrısı mı, Kontrollü Restorasyon mu?

Son olarak, Acemoğlu’nun “uyanış çağrısı” retoriği, liberal entelektüel geleneğin tipik stratejisidir: sistemin krizini teşhis eder ama çözümü yine sistemin içinden önerir. Bu, radikal dönüşüm değil, kontrollü restorasyon çağrısıdır. Onlar, sistemi yıkmak değil, yamalamak isterler. Bizim yolumuz ise, bu tür restoratif anlatılara karşı alternatif bilgi rejimleri ve yerel-toplumsal direnç stratejileri kurmaktır. Gerçek uyanış, sistemin dışına çıkmak, onun dayattığı kuralları reddetmek ve kendi gerçekliğimizi inşa etmektir.

SADİ ÖZGÜL

Kaynak; https://www.wsj.com/economy/america-capitalism-future-expert-predictions-d854ad8b

Yazar

[Yazar]