Gözlerimizin Önünde Sergilenen İyilik Tiyatrolarına Aldanmayın!
Küresel elitlerin, sözde sağlık otoriteleri aracılığıyla yürüttüğü sinsi planlar, artık inkâr edilemez gerçeklik olarak karşımızda duruyor. Anthony Fauci’nin kehanetleri ve Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) ürkütücü tatbikatları, tesadüf değildir. Türkiye gibi ulus devletleri hedef alan şeytani senaryonun parçası olup sadece sağlık krizi öngörüsü değil, aynı zamanda küresel kirli oyun mekanizmasının ilanıdır.
Fauci’nin ‘Kehanetleri’: Planlı Korku Operasyonu mu?
Dr. Anthony Fauci’nin yeni solunum yolu hastalığı salgınına dair yaptığı “tahminler”, masum öngörüden çok, planlı korku yayma operasyonunun habercisi gibi duruyor. Kendi kitabını tanıtırken yaptığı açıklamalar, Covid sonrası dönemin rehavetine kapılmamamız, aksine daha büyük “felakete” hazırlanmamız gerektiği mesajını veriyor.
Fauci’nin, hastalığın ne olacağını bilmediğini söylerken “kuş gribi” ihtimalini gündeme getirmesi ve virüsün “insana adapte olduğunu” iddia etmesi, tesadüf olabilir mi? Yoksa, yaklaşmakta olan ve belki de laboratuvarda tasarlanmış yeni tehdide karşı kamuoyunu psikolojik olarak hazırlama çabası mıdır?
Özellikle Trump’ın politikalarını eleştirerek, bilimsel fonlardaki kesintilerin salgınları daha tehlikeli hale getireceğini iddia etmesi, küreselci ajandaya hizmet eden algı yönetimi olması ve bu yönde açıklamalar, Türkiye gibi milli menfaatlerini ön planda tutan ülkeler üzerinde baskı kurma amacı taşıyor olabilir mi?
DSÖ’nün ‘Tatbikat Polaris’i: Kontrol Mekanizmasının Provası mı?
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) düzenlediği “Tatbikat Polaris” adlı pandemi simülasyonu, küresel kontrol mekanizmalarının provası niteliğindedir. 15’ten fazla ülkenin katıldığı sanal tatbikat, kurgusal virüsün yayılmasını simüle ederek, uluslararası işbirliği ve hızlı müdahale mekanizmalarını test etmeyi amaçlıyordu. Ancak, 2019’daki Covid-19 öncesi yapılan “Event 201” tatbikatıyla olan ürkütücü benzerliği göz ardı edilemez.
Böyle simülasyonlar, gerçek hazırlıktan ziyade, önceden planlanmış küresel krizler ve krizler bahanesiyle uygulanacak otoriter kontrol mekanizmalarının ön hazırlığı olabilir mi? DSÖ liderliğinin bunu “artan hazırlığın kanıtı” olarak sunması, aslında gelecekteki salgınlar üzerinde merkezi otorite kurma niyetinin göstergesi olma riski, Türkiye gibi ülkelerin ulusal egemenlik haklarını tehdit eden gelişmedir.
Kuş Gribi Söylentileri ve Şeffaflık Eksikliği: Yeni Oyun mu Kuruluyor?
Tatbikat Polaris’in, ABD’nin yaklaşan kuş gribi pandemisi uyarılarıyla aynı zamana denk gelmesi, endişeleri daha da artırması, hükümetlerin ve küresel kuruluşların, halk sağlığı şeffaflığı yerine kontrolü önceliklendiren müdahale yapılarını önceden hazırladığına dair güçlü şüpheler uyandırmaktadır. Kurgusal virüs senaryoları ve kuş gribi gibi potansiyel tehditlerin sürekli gündemde tutulması, acaba yeni ve belki de daha tehlikeli yeni nesil mRNA aşılarının dayatılması için zemin hazırlığı mıdır? İnsanları korkutarak rızalarını almak ve küresel ilaç lobilerinin çıkarlarına hizmet etmek, oyunun asıl amacı olabilir mi?
Türkiye, küresel sağlık politikalarının olası dayatmalarına karşı uyanık olmalıdır.
Küresel Elitlerin Asıl Hedefi: Nüfus Azaltma ve Tam Kontrol mü?
Tüm gelişmelerin arkasındaki asıl hedef, küresel elitlerin uzun süredir dile getirdiği iddia edilen tam kontrol ve nüfus azaltma planları olabilir mi? Laboratuvarda üretilmiş virüsler, (yada üretilmiş gibi yaygara çıkarmak) korku salan pandemi senaryoları ve ardından “kurtarıcı” olarak sunulan ancak ciddi yan etkileri olduğu iddia edilen aşılar.
Kısır döngü, milyarlarca insanın hayatını tehlikeye atarken, elitlre sınırsız güç ve kontrol sağlama amacı taşıyor olabilir. İvermektin gibi potansiyel tedavi yöntemlerinin “at ilacı” diyerek itibarsızlaştırılması, şeytani planın parçası değil midir? Elitler, Türkiye gibi geleneksel değerlere ve ulusal kimliğe sahip ülkeleri zayıflatmak için her yolu denemektedir.
‘Büyük Sıfırlama’ Komplo Teorisi Değil, Acı Gerçektir!
Artık komplo teorisi safhasını geçtik. ‘Büyük Sıfırlama’ (Great Reset), küresel elitlerin dünya düzenini kendi çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirme planıdır ve plan aktif olarak uygulanmaktadır. Fauci’nin sözde kehanetleri, DSÖ’nün tatbikatları, pandemi korkusu ve aşı dayatmaları, büyük planın sadece görünen yüzüdür.
Türkiye Küresel Kuşatmanın Neresinde?
Türkiye, coğrafi konumu, stratejik önemi ve milli duruşuyla küresel elitlerin hedef tahtasındadır. Pandemi senaryoları, ekonomik baskılar, sağlık politikalarına müdahale girişimleri ve sosyal mühendislik projeleri, ülkemizi ‘Büyük Sıfırlama’ hedeflerine uygun hale getirme çabalarıdır.
Ulusal egemenliğimizi aşındırmaya, milli birliğimizi bozmaya ve bizi küresel kontrol ağına dahil etmeye çalışan sinsi planlara karşı durmak, her Türk vatandaşının görevidir. Sağlık politikalarından eğitime, ekonomiden dış politikaya kadar her alanda küresel kuşatmanın izlerini görmek mümkündür.
Küresel İfşa

Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.