Gazze Halkını Aşılamak İçin Neden Bu Kadar Israrcılar?
Bu soru, yıllardır savaş, yoksulluk ve insani krizlerle boğuşan bir bölge olan Gazze’yi yeniden dünya gündemine taşıma potansiyeli vardır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve küresel sağlık örgütlerinin ve destekçisi olan kuruluşların yoğun aşı kampanyaları, insani yardım kisvesi altında gerçekleşiyor.
Ancak, bu programların arkasında küresel elitlerin gizli ajandaları olduğu iddiaları giderek güçleniyor. Aşı kampanyalarının perde arkasını inceleyerek, küresel güçlerin bu bölgedeki etkilerini ve olası insanlık aleyhine olabilecek plan ve faaliyetlerini derinlemesine ele alacağız.
Küresel Elitlerin Ajandaları ve Nüfus Kontrolü:
Gazze, küresel elitlerin planlarını test ettiği bir laboratuvar haline gelmiş durumda.
Bill Gates gibi isimlerin ve Dünya Ekonomik Formu (WEF) gini kuruluşların finansal desteğiyle yürütülen bu tür programlar, nüfus kontrolü, genetik manipülasyon ve biyolojik silah kullanımı gibi ciddi iddiaları da beraberinde getiriyor. Gates’in nüfus kontrolü üzerine yaptığı açıklamalar ve Gates Vakfı’nın finansal desteği, bu programların arkasındaki gerçek niyetleri ortaya koyuyor.
Bu bağlamda, Gazze, küresel elitlerin nüfus kontrolü ve genetik manipülasyon gibi karanlık amaçlarını gerçekleştirmek için kullandığı büyük bir test alanı haline gelmiş durumda. Sonrasında tüm ortadoğu gelecekte dünya nüfusunu kontrol altına alma planlarının bir parçası olarak kullanılabilir.
Genetik Manipülasyon ve Biyolojik Silah İddiaları
Gazze’de uygulanan covid ve çocuk felci aşıları, modern teknolojinin sağladığı genetik manipülasyon potansiyeli nedeniyle, halkın genetik yapısını değiştirmek veya kontrol altına almak amacıyla kullanılıyor olabilir. mRNA ve benzeri yöntemlerle genetik materyal üzerinde değişiklik yapma imkanı sunan yeni nesil aşılar, küresel elitlerin insan genetiği üzerindeki kontrolünü artırma hedefiyle örtüşüyor.
Ayrıca, aşıların biyolojik silah olarak kullanılma ihtimali, Gazze halkının sağlığı başta olmak üzere bölgesel ve küresel güvenliği tehdit ediyor. Çünkü, biyolojik silahlar, insanları zayıflatmak veya kontrol altına almak amacıyla kullanılan silaha dönüşebilirler. Bu tür kullanım, sadece bölgesel değil küresel güvenlik tehditlerini artırabilir ve tüm insanlığın sağlığını ciddi şekilde tehlikeye atabilir. Bu bağlamda WHO ve diğer küresel örgütler, bu tür planları gizlice yürütüyor olabilir.

Küresel Aşı Endüstrisinin Kâr Hırsı
Küresel aşı şirketleri, Gazze’ye gönderilen milyonlarca doz aşı üzerinden büyük kârlar elde ediyor. WHO ve diğer sağlık örgütleri, bu şirketlerin çıkarlarını korurken, Gazze halkının sağlığını ikinci plana atıyor olmaları, aşıların insani yardım değil, ticari araç ve amaç olarak kullanıldığını gösteriyor. Bu aşıların maliyeti ve lojistiği, küresel aşı endüstrisi için çok büyük gelir kaynağı oluşturuyor.
Gazze halkının sağlığından çok, aşı şirketlerin kârları ön planda tutuluyor olması, aşıların insani yardım değil, ticari araç olarak kullanıldığını gösteriyor. Bu durum, küresel elitlerine hizmet eden tüm sağlık örgütlerinin insani yardım kisvesi altında ticari çıkarları ön planda tuttuğunu ortaya koyuyor.
Büyük Sıfırlama ve İnsanlığın Sorumluluğu
Gazze’de yaşananlar, yalnızca bir bölgenin değil, tüm insanlığın geleceğine dair ciddi bir uyarı niteliğinde. Küresel elitlerin aşı programlarıyla nüfus kontrolü, genetik manipülasyon ve biyolojik silah kullanımı gibi endişeler, insan özgürlüğünü tehdit eden bir dünya düzeninin habercisidir. WHO ve diğer sağlık örgütlerinin insani yardım kisvesi altında yürüttüğü tüm programlar, aslında küresel elitlerin gizli planlarıyla dolu bir sürecin parçası. Gazze, bu planların test edildiği bir laboratuvar olarak kullanılması stratejik planlar dahilinde sürdürülüyor.
Gazze’deki aşı programları, küresel elitlerin ‘Büyük Sıfırlama’ (Great Reset) planlarının önemli bir parçası olarak insan özgürlüğünü kısıtlamayı ve gelecekte distopik yeni bir dünya düzeni kurmayı hedefliyor. Ancak unutmamalıyız ki, bu tür planlar ancak insanlığın sessiz kalması durumunda başarıya ulaşabilir. Gazze’de yaşananlar, tüm insanlık için önemli bir uyarı niteliğindedir. Bilinçlenmek, uyanmak, uyandırmak ve birlikte kollektif hareket etmek, küresel elitlerin planladığı distopik kaoslardan kurtulmanın tek yoludur.
Artık harekete geçme zamanıdır!
Çünkü harekete geçmek, küresel elitler için kötü haberlerin başlangıcı demektir.
SADİ ÖZGÜL

Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.