“Great Reset” ve Gizli İklim Operasyonları (1)

İklim Değişikliği Tartışmalarının Perde Arkası Stratejileri

Türkiye’deki iklim değişikliği tartışmaları, yapay zeka destekli çalışmalarla birlikte bilimsel bir zeminden çıkarak küresel elitlerin ekonomik ve politik hedeflerinin sorgulandığı bir alana dönüşmektedir. Bu yazı dizisi ise iklim değişikliği söyleminin ardındaki karmaşık ilişkileri ve stratejik hamleleri ve insanlık aleyhine sessiz operasyonları derinlemesine inceleyerek tartışmaya yeni bir boyut kazandırmayı amaçlamaktadır.

Öyleyse başlıyoruz…

Dünyamızın iklimindeki değişimler artık sadece bilimsel değil, politik, ekonomik ve diğer boyutlar kazanarak bireylerin ve toplumların gündemine girdi. Çoğumuzun farkında olmadığı karmaşık ilişkiler ağı ve bilim insanları arasında bile tartışma konusu olan iklim verilerinin yorumlanması, bu konunun ne kadar derin olduğunu gösteriyor. Yazı dizimizin ilk bölümünde, belki de ilk defa duyacağınız bilgilerle iklim değişikliği tartışmalarını ele almaya çalışacağız. 

Hokey Sopası Grafiği: İklim Tartışmalarının Sembolü

İklim tartışmalarının sembolü haline gelen ve Michael Mann tarafından hazırlanan “Hokey Sopası” grafiği, son bin yılda stabil seyreden dünya sıcaklıklarının 20. yüzyılda sözde ani bir yükseliş gösterdiğini çarpıcı biçimde ortaya koyarak 2001 IPCC raporunda geniş yankı uyandırmasına rağmen, McIntyre ve McKitrick’in metodolojik eleştirileriyle, Mann’in hesaplama yönteminin rastgele verilerle dahi planlanmış benzer sonuçlar üretebildiği, ağaç halkaları verilerinin seçiminde taraflılık yapıldığı ve sonuçları doğru çıkaracak verilerin dışlandığı iddiaları tartışma yaratmış, 2006 Wegman Raporu da tüm bu eleştirileri desteklemiştir.

Sıcaklık Kayıtlarındaki Tartışmalı Düzeltmeler

İklim bilimindeki küresel sıcaklık kayıtları, NOAA, NASA GISS ve HadCRUT gibi kurumlarca sürekli güncellenirken, bu güncellemelerin geçmiş sıcaklıkları soğutup günümüz sıcaklıklarını ısıtma eğilimi ve bilimsel gerekçelerinin şeffaflığı tartışma yaratmaktadır. Zira Tony Heller’in NOAA verileri üzerindeki incelemeleri ve Paraguay ile Avustralya’daki istasyon örnekleri, ham verilere yapılan müdahalelerle gerçekte var olmayan yapay ısınma trendleri oluşturulduğunu gösterirken, bu düzeltmelerin bağımsız denetime tabi tutulmaması daha fazla soru işaretleri doğurmaktadır.

Tarihteki Sıcak ve Soğuk Dönemler

Tarihsel süreçte doğal etkenlerle şekillenen iklimde Ortaçağ Sıcak Dönemi ve Küçük Buz Çağı gibi belirgin ısınıp soğuma evreleri yaşanmış olup, IPCC’nin ilk raporlarında yer alan bu dönemlerin sonraki raporlarda daha az vurgulanması,

Ortaçağ’da Vikinglerin Grönland’a yerleşimi, İngiltere’de üzüm yetiştiriciliği ve Alpler’deki buzulların çekilmesi gibi küresel ölçekte hissedilen sıcaklıkların en az günümüzdeki kadar belirgin olduğunu gösterirken, bu doğal değişkenliğin yeterince ele alınmaması tercihi, günümüzdeki ısınmanın yalnızca sözde insan kaynaklı ve emsalsiz olduğu yönündeki görüşleri destekleme amacı taşıdığı şeklinde yorumlanmaktadır. 

Karbon ve Sıcaklık İlişkisi

İklim tartışmalarının odağında yer alan karbon ve sıcaklık arasındaki karmaşık ilişki, geçmiş iklim döngülerine dair buz çekirdeği analizlerinde (Vostok ve EPICA) sıcaklık artışının yaklaşık 800 yıl sonra izlediğini ortaya koyması ısınan okyanusların daha fazla karbon salmasıyla açıklanırken, günümüzdeki yaygın ama eksik anlatı ise artışının sıcaklık yükselişine neden olduğu yönündedir.

Al Gore’un “Uygunsuz Gerçek” belgeselinde olduğu gibi fonlanan birçok belgesel ve kısa metrajlı sinema filmleri bu ilişkinin bulanıklaştırılarak karbonun sıcaklık değişimlerinin temel nedenin sadece insan olduğu algısı ustaca yaratılmıştır. 

Büyük Sıfırlama Planı’na Karşı Eleştirel Düşünmenin Önemi

Gerçek ve bağımsız bilimsel zeminin ötesinde, küresel elitlerin fonladığı bazı çevrelerce küresel  kontrol mekanizması olarak algılanan “iklim değişikliği” söylemi ve Dünya Ekonomik Forumu (WEF) ve Birleşmiş Milletler (BM) gibi kuruluşlarca desteklenen “Büyük Sıfırlama” (Great Reset) planı, ekonomik ve sosyal sistemlerin insanlık aleyhine yeniden yapılandırılmasını, özel mülkiyetin sınırlandırılmasını, dijital kimliklerin zorunlu kılınmasını ve merkezi planlamaya dayalı  ekonomik modelin tesisini hedefleyerek karbon vergileri ve kişisel karbon kotaları gibi uygulamalarla bireysel özgürlükleri potansiyel olarak kısıtlayıp merkezi kontrolü artırabilecek olarak değerlendirilmelidir

Zira küresel elitlerin planlı iklim değişikliği operasyonu insanlığın geleceği için  sorun teşkil etse de, bu konudaki tartışmaların bilimsel boyutunun yanı sıra politik ve ekonomik çıkarımları da bulunmaktadır.

Bu nedenle bilimsel verilerin yorumlanma biçimleri, öne çıkarılan argümanlar ve önerilen çözüm yolları konusunda aldatılmamak için dikkatli olmak, çevreyi koruma sorumluluğumuzu yerine getirirken sunulan bilgileri sorgulamayı, farklı perspektifleri anlamayı ve nihayetinde kendi özgür irademizle kararlar almayı gerektiren bir vatandaşlık görevidir.

Devam edecek…

Küresel İfşa

Yazar

Banner
Yasal Uyarı:
Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.