Karanlıkta Kalan Küresel Plan: 7 Ülke, 1 Hedef

ABD’nin 7 Ülke Planı: Türkiye’nin Kaderini Çizen Gizli Savaş Mimarisi

2001’den beri ABD’nin Ortadoğu’da yürüttüğü plan, sadece askeri müdahalelerden ibaret değil. Irak, Suriye, Lübnan, Libya, Somali, Sudan ve İran’ı kapsayan strateji, küresel güçlerin enerji, finans ve psikolojik kontrol alanlarında kurduğu karmaşık ağın parçası. Peki, ülkeler neden seçildi? Sadece petrol ve doğalgaz zengini olmaları mı? Yoksa küresel finans sistemine entegre olmamaları mı? Sorularının cevabı, Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyanın kaderini belirliyor. Enerji koridorları, finansal bağımlılıklar ve psikopolitik manipülasyonlar, planın görünmeyen ama en etkili silahları.

Rothschild Ailesi: Savaşın Finansal Beyni

Savaşların arkasındaki gerçek güç kim? Rothschild ailesi, 19. yüzyıldan beri savaşların finansörü ve mimarı olarak biliniyor. Silah endüstrisiyle iç içe geçmiş aile, sadece doğrudan yatırım yapmıyor; Rockefeller, Morgan gibi paravan yapılarla devletlerin savaş kararlarını bile etkileyebiliyor. Savaşın her iki tarafına silah satmak, ardından savaş sonrası ülke altyapısını yeniden inşa etmek için kredi vermek döngüsü, uzun vadeli finansal bağımlılık yaratıyor.

Türkiye’deki IMF ilişkileri, dış borçlanma ve SWIFT bağımlılığı, küresel finansal ağın yerel izdüşümleri olarak okunmalı. Peki, finansal kontrolün dışında kalmak mümkün mü? Yoksa Türkiye de oyunun parçası mı?

Netanyahu ve Trump: Kukla mı, Kodlayıcı mı?

İsrail Başbakanı Netanyahu’nun bölgesel politikaları, sadece İsrail’in çıkarlarını değil, aynı zamanda Siyonist elitlerin küresel stratejilerini yansıtıyor. Trump’ın Rothschild temsilcisi Wilbur Ross tarafından iflastan kurtarılması, onun siyasi kararlarının sermaye gruplarına hizmet ettiğinin açık göstergesi. İkili arasındaki ilişki, zaman zaman çatışmalı görünse de, İran’a yönelik ortak stratejilerde birleşmesi, savaşın kişisel değil, sistemik kodla yürütüldüğünü ortaya koyuyor. Sizce büyük plan, sadece birkaç liderin inisiyatifine mi bağlı? Yoksa çok daha derin, görünmeyen güçler mi var sahnede?

İran’a Müdahale: Enerji ve Finansın Kesişimi

İran, dünya petrol rezervlerinin %10’undan fazlasına sahip. Bu, sadece ekonomik güç değil, aynı zamanda jeopolitik silah. İran’ın enerji kaynaklarını Batı’ya entegre etmemesi, küresel enerji mimarisinde bağımsız düğüm olarak kalmasına neden oluyor. Dahası, İran Merkez Bankası’nın Uluslararası Ödemeler Bankası’na bağlı olmaması, finansal sistemin dışında kalması, onu hedef haline getiriyor. Savaş, sadece tanklarla değil; medya simülasyonları, psikolojik operasyonlar ve davranışsal mühendislikle yürütülüyor. “Aşk Reddedildi” gibi çalışmalar, materyalizm ile şiddet arasındaki bağları ortaya koyuyor.

Bu bağlamda, savaşın duygusal kodları, finansal kodlarla birlikte yeniden yazılırken, karmaşık savaş, sadece “terörle mücadele” bahanesiyle açıklanamaz.

Türkiye’nin Sıkışmışlığı: Hedefteki Kilit Düğüm

Türkiye, küresel savaş mimarisinin tam ortasında yer alıyor. Irak, Suriye ve İran’a yönelik müdahaleler, Türkiye’nin sınır güvenliği, göç politikaları ve enerji hatları açısından doğrudan etkili. 2003’te Hükümetin ısrarına rağmen 1 Mart Tezkeresi ile ABD’nin Irak işgaline asker göndermeyi meclisin reddetmesi, Türkiye’nin savaş mimarisine dahil olma baskısına karşı önemli duruştu.

Ancak, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarında Türkiye’nin temkinli destek pozisyonu, bölgesel denge arayışını yansıtıyor. Finansal açıdan ise Türkiye, Rothschild tipi finansal kontrolün yerel izdüşümleriyle IMF ilişkileri, dış borçlanma ve SWIFT bağımlılığı üzerinden dolaylı bağlantılar kuruyor. Dijital para ve BRICS gibi alternatif finans bloklarına yönelme eğilimi, bağımlılığı kırma çabası olarak görülüyor. Peki, Türkiye gerçekten bağımsız mı? Yoksa büyük oyunun parçası mı?

Savaş Karşıtı Hareketin Kırılganlığı ve Geleceği

Türkiye’de savaş karşıtı hareketler tarihsel olarak var olsa da, günümüzde İran’a yönelik müdahalelere karşı refleksler zayıf ve dağınık. Kurumsal ve stratejik zemine oturtulamayan hareketler, savaşın duygusal, ekonomik ve davranışsal boyutlarını yeterince kavrayamıyor. Ancak, İran’a yönelik müdahale, Türkiye’deki savaş karşıtı hareket için kırılma noktası olabilir. Potansiyelin gerçekleşmesi için medya estetiği, protesto mimarisi ve alternatif bilgi rejimi stratejileriyle desteklenmesi şart.

Gizli Operasyonlar ve Küresel Planların Perde Arkası

Ortadoğu’da ve Türkiye’de yaşananlar, sadece bölgesel çatışmalar değil; küresel güçlerin çok katmanlı, karmaşık ve gizli operasyonlarının parçası. Enerji kaynaklarının kontrolü, finansal sistemin tekelleştirilmesi ve bölgesel direnişin kırılması için yürütülen planlar, klasik savaş tanımlarını aşmış durumda. Psikopolitik mühendislik, medya manipülasyonu ve finansal derin yapıların etkisiyle şekillenen süreç, insanlık ve toplum için büyük tehdit oluşturuyor.

Bu gerçekler karşısında bilinçli farkındalıklar oluşturmayıp sessiz kalmak oyunun parçası olmak anlamına gelir.

Küresel İfşa

Yazar