Kuduz: Bir Efsanesinin Çöküşü

Kuduz, Yüzyıllardır insanları korkutan efsane olarak toplumun zihinlerinde yer etmiştir.

“Köpek ısırığı = kuduz bulaşı” algısı, bireylerin sağlığını tehdit eden korku silahına dönüşmüştür. Ancak, bu korkunun ardında yatan gerçekler sorgulanmaya ve tartışılmaya ihtiyaç duymaktadır. Modern tıbbın “kuduz virüsü” olarak tanımladığı varlık, aslında bilimsel temele dayanmayan, manipülatif anlatının parçasıdır.

Bu yazıda; kuduzun kökenleri, tanı yöntemleri ve aşı uygulamaları üzerine yapılan eleştirilerle, toplumun bu efsaneye nasıl inandırıldığına dair derinlemesine inceleme sunulacak. Kuduz efsanesinin çöküşü, sadece bireylerin sağlığını değil, aynı zamanda toplumsal bilinçlenmeyi de etkileyecek dönüşümdür.

Şimdi, bu efsanenin ardındaki gerçekleri keşfetmeye başlayalım.

Kuduz Korkusunun Arkasındaki Gerçekler

Tüm modern tıp literatürü, kuduzu en ölümcül zoonozlardan biri olarak tanımlıyor. Hayvan tükürüğünde sayısız miktarda bulunduğu iddia edilen “virüs”, ısırıkla başka hayvana ya da insana bulaşır. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (WHO) ise bu “virüsün” ısırıktan hemen sonra aktif olmadığını, “beyne ulaşmadan önce süre giriş noktasında kalacağını” belirtiyor. Ancak burada büyük çelişki var. Virüsler, hücre dışında hareketsizdir; dolayısıyla vücutta seyahat etmeleri mümkün değildir. Peki, bu durumda kuduz virüsünün varlığına dair iddialar ne kadar güvenilir?

Tükürükteki Virüs ve Beyin Analizleri

Kuduz virüsünün tükürükte bulunduğu iddiasına rağmen, günümüzde kuduz tespiti için kullanılan yöntemler, şüpheli hayvanların ötenazi edilip beyninde “kuduz virüsü proteinleri/antijenleri” aranmasına dayanıyor. CDC’nin “altın standart” olarak belirttiği “doğrudan floresan antikor (dFA) testi” ile kuduz virüsü tespit edilmeye çalışılıyor. Ancak bu testin güvenilirliği sorgulanıyor.

Antijenlerin Belirsizliği: “Kuduz antijeni” olarak tanımlanan proteinlerin, doğrudan virüsten geldiğine dair net bir tek kanıt bile yok. Antikorların varlığı, birçok nedenle açıklanabilir. Yani, “kuduz virüsü”nün izole edilmesi şarttır. Ancak bugüne kadar bu virüs izole edilememiştir.

Ölü Dokular Üzerinde İnceleme: Test, hayvanın ötenazi edilmesiyle uygulanır. Ölü dokular üzerinde inceleme yapmak, güvenilir veri elde edilmesini zorlaştırır. Biyolog Harold Hillman, “Bir hayvanı öldürmek, onun biyokimyasını büyük ölçüde değiştirir” diyor. Ölü dokuların hızla ayrışması, test sonuçlarını geçersiz kılabilir.

Düşük Duyarlılık ve Öznellik: dFA testi, hızlı sonuç verse de düşük duyarlılık ve öznel yorumlama sorunları taşır. Çeşitli laboratuvarlar arasında önemli farklılıklar gözlemlenmiştir. Test sonuçları, gözlemcinin yorumuna dayalıdır ve kesin değildir.

Virüs İzolasyonu ve Kontrol Deneyleri

DSÖ, dFA’nın kesin olmayan sonuçlarını doğrulamak için hücre kültürü yoluyla virüs izolasyonu gerektiğini belirtirken, CDC, dFA’nın daha güvenilir olduğunu savunuyor. Ancak hücre kültüründe gerçekten virüsler izole ediliyor mu? Virologlar, “izolasyon” kelimesini gerçek anlamında kullanmıyor. Sitopatik etki, hücrenin hastalanmasıdır; bu, hücreyi hastalandıran “şey” değildir. Kontrol deneyleri yapılmadan, hücrenin hastalanmasını “virüsün kanıtı” saymak, bilimsel yaklaşım değildir.

Elektron Mikroskopları ve Gerçekler

Elektron mikroskopları, canlı doku üzerinde çalışamaz. Kullanılan ölü dokular, büyük zarar görür ve sayısız eksozom üretir. Dolayısıyla, mikrograflar “virüs” varlığına dair sunulabilecek en kötü kaynaktır. Pasteur Enstitüsü’nün iddia ettiği gibi, elektron mikroskopları var olmayan kuduz virüsünü değil, eksozomları görüntülemiştir.

Kuduz Aşısının Gerçekleri

Louis Pasteur, kuduz aşısını hayali “kuduz virüsü”ne karşı geliştirmiştir. Kuduz olduğu varsayılan hayvanlar üzerinde yaptığı deneyler, etik sorunlar ve sahtekarlıklarla doludur. Pasteur’ün aşılarıyla tek bir hayat kurtardığı kanıtlanamazken, birçok insanın bu “tedavi” nedeniyle öldüğü kesindir. Bugün, varlığı ispatlanmamış “virüs” korkusuyla insanlar, kan dolaşımlarına kuduz aşılarını almaya devam ediyor.

Toplumsal Manipülasyon ve Gelecek

Yüzyıllardır insanların beyni öyle şiddetli yıkandı ki, “köpek = kuduz” algısı zihinlere yerleşti. “Köpek ısırığı = kuduz bulaşı” korkusu, insanları aşı olmaya zorladı. Ancak bu korku, sağlığımızı tehdit eden toksik maddeleri vücudumuza almamıza neden oluyor. Başıboş köpek sorunu, gökten inmedi. Bu sorunu var edenlerle, “kuduz” yaygarası koparanlar ve kuduz aşısı üreticileri aynı merkeze hizmet ediyor. GAVI, kuduz aşılarını çocuklarımızın rutin aşılarına eklemek için sırada bekliyor. Çipli hayvan uygulaması, ileride çocuklarımızı hedef alacak sistemin başlangıcı olabilir.

Gerçekleri Bilin

Kuduz virüsü diye bir şey yok. Bu gerçek bilinirse, toplum olarak bu pis oyuna çekilmeyiz. Her şey için çok geç olmadan, kuduz virüsü saçmalıklarına asla çekilmeyin. Tüm bu kanıtlara rağmen hâlâ “kuduz yayılıyor” diye yaygara koparanlara itibar etmeyin. Geleceğimizi korumak için, bu manipülasyonları savuşturmalıyız!

GÜL TEMEL


Kaynaklar;
http://medbox.iiab.me/modules/en-cdc/www.cdc.gov/rabies/diagnosis/histologic.html
https://www.pasteur.fr/en/institut-pasteur/history/troisieme-epoque-1877-1887
https://raetowest.org/harold-hillman-biology/a-radical-reassessment-of-the-real-cellular-structure-of-the-mammalian-nervous-system.pdf
https://www.jstor.org/stable/3410286?origin=crossref
https://archive.org/details/the-private-science-of-louis-pasteur-by-gerald-l.-geison
http://www.whale.to/v/dole.html
https://www.woah.org/fileadmin/Home/fr/Animal_Health_in_the_World/docs/pdf/Portail_Rage/QA_Rage_EN.pdf
https://www.cdc.gov/rabies/php/laboratories/diagnostic.html?CDC_AAref_Val=https://www.cdc.gov/rabies/diagnosis/direct_fluorescent_antibody.html
https://raetowest.org/harold-hillman-biology/a-radical-reassessment-of-the-real-cellular-structure-of-the-mammalian-nervous-system.pdf
https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC85400/
https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC5876580/
https://www.who-rabies-bulletin.org/site-page/diagnosis-rabies
https://viroliegy.com/2022/03/09/the-case-against-viral-genomes/

Yazar

[Yazar]
Banner
Yasal Uyarı:
Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.