Küresel Elitlerin Gizli Hiyerarşisi ve Trump’ın Politikaları
21. yüzyıl, küresel güç dengelerinin yeniden şekillendiği, bireylerin özgür iradelerinin giderek daha fazla tehdit altına alındığı dönem olarak karşımıza çıkıyor. Karmaşık yapının merkezinde, küresel elitlerin gizli hiyerarşileri ve stratejik hamleleri yer alıyor.
Özellikle Rothschild ve Rockefeller gibi ailelerin etkisi, hiyerarşinin temel taşlarını oluşturuyor. Ancak güç dengelerini sarsabilecek gelişmeler, Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşüyle birlikte gündeme geliyor. Trump’ın politikaları, yalnızca ABD’nin değil, küresel elitlerin “Plan 2030” hedeflerinin de seyrini değiştirme potansiyeline sahip.
Küresel Elitler: Rothschild ve Rockefeller
Küresel elitlerin gizli hiyerarşisini anlamak için Rothschild ve Rockefeller ailelerine yakından bakmak gerekiyor. Rothschild ailesi, dünya finans sistemini perde arkasından yönlendiren en kritik aktörlerden biri. Merkez bankaları üzerindeki etkileriyle finansal krizleri manipüle ederek kendi çıkarlarını koruyorlar. Örneğin, 2008 finansal krizinde bankacılık sistemindeki rolleri, birçok ülkenin ekonomik politikalarını doğrudan şekillendirdi.
Diğer yandan Rockefeller ailesi, enerji ve sağlık sektörlerindeki derin bağlantılarıyla dikkat çekiyor. Petrol endüstrisindeki etkileri ve sağlık politikalarına yön veren stratejileri, onların küresel elitler hiyerarşisindeki yerini güçlendiriyor. Bu iki aile, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel alanlarda da toplumların düşünce biçimlerini şekillendirmek ve bireylerin davranışlarını kontrol etmek için çeşitli stratejiler geliştiriyor.
Trump’ın Beyaz Saray’a Dönüşü ve Yeni Kadroları
Tam da bu noktada, Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü, tüm dengeleri sarsabilecek hamle olarak öne çıkıyor. 20 Ocak 2025’te göreve başlayacak olan Trump, “Amerika’yı yeniden büyük yapmak” hedefiyle yeni yönetim anlayışı sergiliyor. Mick Mulvaney, Stephen Miller ve Katrina Pierson gibi isimlerin yanı sıra radikal figürlere de yer veren Trump, derin devletin etkisini azaltmayı ve ulusal çıkarları ön planda tutmayı amaçlıyor.
Yeni yönetim, göçmen politikaları, ticaret anlaşmaları ve ulusal güvenlik konularında sert duruş sergileyerek, önceki dönemde uyguladığı politikaları yeniden hayata geçirmeyi hedefliyor. Strateji, yalnızca iç politikada değil, uluslararası arenada da etkili olmayı amaçlıyor. Özellikle Çin ve Rusya ile ilişkilerde daha bağımsız ve sert tutum sergilemesi bekleniyor.
Dijital Elitlerin Stratejik Konumlandırılması
Ancak küresel elitlerin gücü yalnızca finans ve siyasetle sınırlı değil. Dijital elitler, günümüzde hiyerarşinin en önemli araçları haline gelmiş durumda. Mark Zuckerberg’in META çatısı altındaki Facebook ve Instagram gibi platformlar üzerinden bireylerin kişisel verilerini kontrol etme gücü, kamuoyunu manipüle etme potansiyelini artırıyor. Algoritmalar, belirli içeriklerin yayılmasını teşvik ederken, alternatif sesleri bastırarak toplumsal algıyı yönlendiriyor. Trump’ın 2024 seçimlerini kazanmasının ardından Zuckerberg’in içerik denetim politikalarını gevşetmesi ve Trump’a yakın yaklaşım benimsemesi, Meta’nın gelecekteki stratejilerini belirleyecek önemli unsur olabilir.
Jeff Bezos ise Amazon ve Pentagon ile olan bağlantıları sayesinde hem askeri hem de sivil alanlarda etkisini artırıyor. Uzay projeleri ve veri analitiği yatırımları, onu küresel güç yapısında önemli figür haline getiriyor. Elon Musk ise yenilikçi projeleri ve iyi polis rolüyle dikkat çekiyor. Neuralink projesi, insan beynine doğrudan bağlantı kurarak bireylerin düşünce yapısını değiştirme potansiyeline sahip. Dijital elitler, yalnızca ekonomik güçleriyle değil, toplumsal algıyı şekillendirme yetenekleriyle de öne çıkıyor. Silikon Vadisi’nin güç yapıları, sosyal medya platformları aracılığıyla bilgi akışını kontrol ederek alternatif sesleri bastırıyor ve toplumsal normları yeniden şekillendiriyor.
Yeni Dünya Düzeninin Temel Yapıtaşları
Tüm gelişmeler, küresel elitlerin yeni dünya düzenini inşa etme çabalarını daha da görünür kılıyor. Sosyal vatandaşlık puanlaması gibi stratejiler, bireylerin davranışlarını izleyip toplumsal kontrol mekanizmalarını güçlendirmeyi hedefliyor. Sistem, bireylerin sosyal statülerini puanlarla belirlerken, 500 puanın altına düşenler için çeşitli yaptırımlar öngörüyor. Böylece toplumsal normlara uyum sağlama konusunda baskı oluşturuluyor.
Evrensel temel gelir ve transhümanizm projeleri ise insanları kontrol altında tutmayı amaçlayan diğer araçlar olarak öne çıkıyor. Transhümanizm, insan doğasının teknolojik olarak geliştirilmesi ve sınırlarının aşılması hedefini taşırken, Neuralink gibi beyin implantları bireylerin düşünce yapısını etkileyerek insan doğasının dönüşümünü sağlıyor. Projeler, bireylerin özgür iradelerini kısıtlayarak toplumsal yapıyı dönüştürme potansiyeline sahip.
Tüm gelişmelerin ışığında, küresel elitlerin gizli hiyerarşisi, Trump’ın politikaları ve dijital elitlerin stratejik hamleleri, yeni dünya düzeninin temel yapı taşlarını oluşturuyor.
Devam edecek…
Küresel İfşa
(Bir sonraki bölümü okumak için tıklayınız)

Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.