Suriye Cumhurbaşkanı’nın Medya Sorumlusu İngiltere Vatandaşı!
Türkiye, bir türlü uluslararası anaforun içinden sıyrılıp çıkamıyor. Sanki her seferinde paçamızdan ya da kuşağımızdan tutuluyoruz. Yollarımız bir şekilde kesişiyor. Örneğin, burnumuzun dibindeki İdlib’te gözümüzün önünde büyüyen ve tüm Suriye’yi saran HTŞ, meğerse Türkiye’nin arka bahçesi değilmiş. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun dediği gibi, “Bizim tarlayı sürmüşler, haberimiz olmadan.”
İngiliz Aklı ve HTŞ’nin Büyümesi
İngiliz aklı, Türkiye’deki müesses nizamın terör grupları arasında gördüğü HTŞ’yi, Türkiye’ye besletmiş, büyüttürmüş. İstediğiniz kadar “Falan kurum başkanının makam şoförlüğünü yaptı” ya da “Filan bakanla çay içti” diyerek kendinizi avutun. Ancak gerçekler farklı tecelli ederse, hayal kırıklığı yaşamayın.
Suriye Cumhurbaşkanı’nın İlk Yurt Dışı Ziyareti
Şimdi, “Bu da nereden çıktı?” demeyin. İngilizlerin ekmeğine yağ mı sürüyoruz, yoksa değirmenlerine su mu taşıyoruz? Suriye Geçici Cumhurbaşkanı Ahmed el-Şera, ilk yurt dışı ziyaretini çocukluğunda ekmeğini yediği, kılıcını kuşandığı Suudi Arabistan’a gerçekleştirdi. Krallığın fiili yöneticisi olan Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile görüştü. Gitmişken Umre de yaptı.
Ahmed el-Şera’nın Yanındaki İngiliz İstihbaratı Bağlantıları
Ahmed el-Şera’nın yanında Latife el-Droubi, hemen arkalarında Asad Shaibani ve eşi ile onların yanında Razan Saffour (arkada gri başörtülü) Umre yapıyor. Suudi Arabistan’da Umre sırasında çekilen fotoğraflarda el-Şera’nın yanında üç kadın gözüküyordu. Bunlardan biri eşi Latife el-Durubi. Diğer iki kadından biri Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani’nin eşi, diğeri ise geçiş döneminde Suriye hükümetine medya ve siyaset alanında danışmanlık yapan Razan Saffour idi.

Suriye Dışişleri Bakanı ve İngiliz Bağlantıları
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybânî, İngilizlere yabancı sayılmaz. 2009 yılında Şam Üniversitesi Sanat ve Beşeri Bilimler Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun. Ayrıca Amerikan Üniversitesi’nde Master of Business Administration (MBA) işletme yüksek lisansı programının son aşamasını tamamlamış.
Razan Saffour Kimdir?
İngiltere’de üniversite eğitimi alan ve İngiliz vatandaşlığı bulunan Razan Saffour’un Arapça ve İngilizcenin yanında Türkçe de bildiği kaydediliyor. Razan Saffour, İngiltere’de doğup büyüdü ancak Esad karşıtı protestolarda düzenli olarak yer aldı. Ailesi siyasi sürgün olan 19 yaşındaki Razan, aklından geçenleri söylemek üzere yetiştirildi ve Londra’daki bir Suriye topluluk okulunda Arapça dersleri almaya başladı. Londra Üniversitesi SOAS’ta tarih alanında yüksek lisans yaptı ve Suriye meseleleri konusunda aktif.
Saffour’un Yetiştiricisi: Gilbert Achcar
Saffour’un yetiştiricisi, Londra’da bulunan Londra Üniversitesi Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu’nda (SOAS) profesör olan Lübnanlı Gilbert Achcar. Achcar, Britanya ordusuna ücretli danışmanlık yapıyor. Aynı zamanda İngiliz askeri eğitim oturumlarına katılan en önde gelen bilim adamlarından biri. Osmanlı Araştırmaları Merkezi Üyesi. 2018’de, savaşı “zorla durdurmak” için “koruma sorumluluğu” doktrinine atıfta bulunarak, Suriye’ye dış müdahale çağrısında bulunan bir açık mektup imzaladı.
SOAS ve İngiliz İstihbaratı
SOAS, İngiliz istihbaratı MI-6’in eğitim üssü. 1916 yılında kurulduğunda Doğu Araştırmaları Okulu adı ile faaliyet göstermeye başlayan SOAS, Londra’nın merkezindeki Bloomsbury bölgesinde bulunuyor. Tarihsel olarak SOAS, insanları İngiliz Sömürge yönetimindeki rolleri için eğitmek amacıyla kuruldu. Doğu Araştırmaları Okulu, İngiliz devleti tarafından İngiltere’nin Asya ve Afrika’daki siyasi, ticari ve askeri varlığını güçlendirmek için bir araç görülüyordu.
SOAS’ın Günümüzdeki Rolü
SOAS University of London, Ortadoğu araştırmaları alanında dünyanın akademik merkezlerinden biri. Ancak bu akademik kimliğin altında gizli casusluk faaliyetleri yürütüldüğü iddia ediliyor. İngiltere Savunma Bakanlığı (MOD), Dışişleri Bakanlığı ve istihbarat teşkilatlarının personelini eğitim için SOAS’a gönderiyor. SOAS’ın ilgi ve araştırma faaliyet alanı büyük ölçüde İslam Ülkelerini kapsıyor. Türkiye’nin başta olduğu İslam ülkelerinden her birinin sosyal, ekonomik, politik ve kültürel yapıları analiz ediliyor.
Abdurrahman el-Kevakibi ve Arap Milliyetçiliği
Bunların akıl hocası, Arap Milliyetçiliği’nin önde gelen isimlerinden Abdurrahman el-Kevakibi. 2024 yılı kayıtlarına göre Razan Saffour; Kawaakibi Vakfı İletişim Başkanıydı. Kawaakibi Vakfı adını Abdurrahman el-Kevakibi’den alıyor. Adı geçen şahsın Osmanlı İmparatorluğu’na yönelik eleştirileri sonunda Arapların Arap Milletleri’nin egemenliğini talep etmesine yol açtı ve Pan-Arap milliyetçiliğinin temelleri atıldı.
Kawaakibi Vakfı ve Arap Baharı
Kawaakibi Vakfı, Arap Baharı’ndan doğdu. 2013 yılında iki kişiyle başladı. Kurucuları Iyad El-Bağdadi ve Ahmed Gatnash liderliğinde bölge ve diasporalardan gelen aktivistler, sanatçılar ve düşünürlerden oluşan canlı bir kolektif organizasyonu var. Kawaakibi Vakfı, sivil ve sosyal örgütlerle iç içe. Orta Doğu ve Kuzey Afrika yani MENA bölgesinde sözde özgürlüğün geleceğine odaklanan düşünürler ve eylemciler için bir hızlandırıcı misyon taşıyor.
Lawrens’in Sözleri ve İngiliz Stratejisi
Aklıma Türkleri Ortadoğu’dan sürüp çıkaran İngiliz casusu Lawrens’in şu sözü geldi: “Müslüman rolünü o kadar iyi oynadım ki; yalnızken bile gece namazına kalkıyordum.” Gerisini söylemeye dilim varmıyor. Varın siz anlayın.
Razan Saffour ve İngiliz Aklı Kıtalar Dolaşıyor
Sonuçta Suriye Cumhurbaşkanı’nın ilk kadın danışmanı Razan Saffour, SOAS Londra’dan mezun olan İngiliz Suriye vatandaşı ve maaşını TRT World Araştırma Merkezi’nden alıyor. İngiliz aklı böyle bir şey, elemanı kendisine çalıştırır, maaşını bize ödettirir. Salaklığımıza doymayalım. Sonra bunları yazdım diye mahkemeden mahkemeye koşturayım. Lakin Vatan Şairi Namık Kemal’in Hürriyet Kasidesi’nde dediği gibi; “Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin / Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten…”
Ömür ÇELİKDÖNMEZ

Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.