Kutsal mı, Tuzak mı? Mevlid’in Gerçek Yüzünü Aralıyoruz…
Toplumun derinliklerine işlemiş, kutsal sayılan tuhaf sayılabilecek bir gelenek var: Mevlid…
Hz. Muhammed’in (SAV) doğumunu anmak bahanesiyle sürdürülen bu ritüel, aslında hiçte masum değildir. Kur’an’ın açık uyarılarına rağmen camilerde, ibadet mekanlarında hurafelerle dolu şiirler okunması, sadece kültürel alışkanlıkların ötesinde, dinin özüne karşı bilinçli ihanetin işareti olabilir. Kutsal metinlerin ışığında sorgulandığında, uygulamanın İslam’ın en temel ilkeleriyle ne denli çeliştiği ortaya çıkıyor.
Peki, neden bu kadar yaygın? Neden kutsal sayılan anlarda, Kur’an’ın açık uyarılarına rağmen hurafelerle dolu şiirler okunuyor? Bu soruların cevabı, çok daha karanlık tablonun varlığını işaret ediyor.
Mevlid: Dini Emir Değil, Kültürel Sapma
Hz. Peygamber’in doğum günü kutlamaları ne onun döneminde ne de sahabe ve sonraki kuşaklarda görülmemiştir. Mevlid, Kur’an’da ne emir ne de tavsiye olarak yer alır. Ancak yüzyıllar içinde kutsal mabetlere kadar sızmış, dini ritüellerin içine yerleşmiştir. İslam’ın özünden koparılmış, hurafelerle, uydurma rivayetlerle beslenen bu gelenek, toplumun bilinçli farkındalığını körelten tuzak haline gelmiştir. Bu, sadece islami kültürel sapma değil, bilinçli manipülasyon olarak da değerlendirilebilir.
Hurafelerle Dolu Şiirler, İbadet Kılıfı
Süleyman Çelebi’nin meşhur Mevlid-i Şerif’i, Kur’an ayetleriyle çelişen, ne siyer ne hadis kitaplarında yer alan pek çok uydurma bilgi içerir. Mevlid de Âmine Hatun’un evinin melekler tarafından tavaf edilmesi, bal dolusu şerbetin hurilerin eliyle sunulması gibi anlatımlar, dini metinlerle bağdaşmaz. Buna rağmen, bu şiirler camilerde nağmeli yaygara yapar gibi ibadet havasında okunur, kutsal sayılır.
Bu hurafelerle dolu metinler, gerçek manada dini değer taşıyor mu? Yoksa sadece toplumsal ritüel mi?
Kur’an ve Mevlid Çelişkisi
Kur’an, mescitlerin sadece Allah’a ait olduğunu ve O’ndan başkasına kulluk edilmemesi gerektiğini açıkça belirtir. Buna rağmen, mevlid törenleri camilerde, ibadet mekanlarında yapılmakta, ölüler için sevap hediye edildiği iddiasıyla bidat kapıları ısrarla aralanmaktadır.
Ölülerin dünya hayatıyla ilgisi kalmadığı halde, onlara sevap gönderildiği inancı, Kur’an’ın temel prensipleriyle nasıl bağdaştırılabilir? Bunlar, İslam dininin özüne karşı bilinçli ihanet değil midir?
Toplumsal Kazanç ve Hurafe Döngüsü
Mevlid törenleri sadece dini ritüel değil, aynı zamanda toplumsal kazanç kapısıdır. Hafızlar, mevlithanlar, hanendeler bu uygulamadan maddi çıkar sağlamaktadır. Katılımcılar ise bedava yemek ve eğlence beklentisiyle törenlere katılır. Bu döngü, dini inançların sömürülmesi ve hurafelerin yaygınlaşması için mükemmel zemin oluşturur.
Bu tür ticari çıkarlar, dinin özünden sapmayı meşrulaştırmak için mi kullanılıyor?
Peygamberler Arasındaki Eşitlik ve Mevlid’in Aşırı Yüceltmeleri
Kur’an, peygamberler arasında ayrım yapmamak gerektiğini vurgular. Ancak mevlid şiirlerinde Hz. Muhammed, diğer peygamberlerden üstün gösterilmesi, İslam’ın temel öğretileriyle çelişir. Peygamberlerin hepsi aynı mesajı taşır; üstünlük yarışı değil, teslimiyet esastır.
Bu gerçekler, mevlid şiirlerinin içerdiği aşırı övgülerle nasıl bağdaştırılabilir? Bu, dini metinlerin çarpıtılması değil midir?
Bölgesel ve Küresel Bağlamda Mevlid ve Hurafeler
Günümüzde, bölgesel ve küresel gelişmeler ışığında, dini ritüellerin manipülasyonu daha da belirginleşmiştir. Mevlid gibi daha başka gelenekler, toplumların bilinçli farkındalığını engelleyen, kültürel kontrol mekanizmaları olarak işlev görmesi, sadece dini değil, sosyal ve politik alanlarda da derin etkiler yaratmaktadır.
Bu ritüellerin arkasında hangi gizli operasyonel planlar yatıyor olabilir?
Mevlid’in Tarihsel Kökenleri ve Osmanlı Dönemi
Mevlid törenlerinin resmi devlet protokolü haline gelmesi Osmanlı 3. Murat dönemine rastlar. Bu uygulama, zamanla sadece Hz. Muhammed’in doğum günüyle sınırlı kalmayıp, uydurulmuş dini günlerde ve çeşitli sosyal törenlerde de yaygınlaşmıştır. Böylece, dini ritüellerin içine giren bu gelenek, bidat kapısını sonuna kadar aralamış ve hurafelerin hızla yaygınlaşmasına zemin hazırlamıştır. Bu tarihsel süreç, günümüzde de dini inançların yozlaşmasının ve toplumsal manipülasyonun önemli parçasıdır.
Mevlid Manipülasyonun Perdesi Aralanmalıdır
Mevlid geleneği, İslam’ın asli kaynaklarından değil, kültürel ve siyasi manipülasyonlardan beslenen form olup, toplumun dini ve sosyal yapısına yönelik karmaşık ve gizli operasyonların varlığını açıkça ortaya koymaktadır. Bu tür ritüellerin ardındaki gerçek niyetleri görmek, bilinçli farkındalık kazanmak ve harekete geçmek kaçınılmaz olduğu için sorgulanma zamanı gelmiştir. Mevlid maskesi: hurafelerle dolu gelenek islam’ı nasıl zehirlediğini sormak, islami inançlarımızı ve kültürümüzü korumanın ilk adımıdır.
(devam edecek…)
VEDAT KAT

Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.