Ortadoğu’da Oyunlar: İsrail, İran, PAK ve Türkiye İhanetleri

Ortadoğu’nun Karanlık Oyunları: İsrail, İran, PAK, Türkiye ve İhanetlerinin Yeni Perdesi

Ortadoğu’nun kanayan yarası, yeni ihanet ve provokasyon dalgasıyla sarsılıyor. İsrail’in, İran’a yönelik hava saldırılarının ardından doğrudan İran halkına “özgürlük için ayaklanın” çağrısı yapması, sadece tehdit değil, açık savaş ilanıdır.

Ancak çağrının arkasında sadece Netanyahu’nun hezeyanları yok. İran’da faaliyet gösteren Kürdistan Özgürlük Partisi’nin (PAK) İsrail’i destekleyerek aynı çağrıyı yapması, bölgedeki ihaneti yeni boyuta taşıyor. Bu taşeronluk, sadece İran’ın değil, Türkiye’nin de milli güvenliğine doğrudan tehdittir.

Peki öyleyse, biz bu tür karanlık senaryoya nasıl karşı duracağız?

Tarihsel Arka Plan: Bölgeyi Parçalama Stratejisi

Ortadoğu, yüzyıllardır dış güçlerin oyun alanı oldu. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) gibi planlar, bölgeyi etnik ve mezhepsel çatışmalarla parçalamayı hedefliyor. İsrail ve Batı destekli gruplar, bu tür stratejileri yıllardır uyguluyor. Netanyahu’nun çağrısı, planların güncel ve tehlikeli parçası. Tarih bize gösterdi ki, dış müdahaleler bölge halklarına özgürlük değil, kaos ve yıkım getirdiğine göre neden hala aynı tuzağa düşüyoruz?

Netanyahu’nun Kışkırtıcı Sözleri: Uluslararası Hukukun İhlali

İsrail Başbakanı’nın “özgürlük için ayaklanın” çağrısı, uluslararası hukuku hiçe sayan, bölgedeki ateşi körükleyen kışkırtmadır. Bu sözler, sadece diplomatik nezaketi değil, insanlık onurunu da ayaklar altına alıyor. Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne göre, bir ülkenin başka bir ülkenin iç işlerine müdahalesi açık suçtur. Ancak bu tür çağrılar, Batı’nın uzun süredir uyguladığı “içerden yıkım” stratejisinin yeni versiyonudur. Sessiz kalmak ise, oyunun parçası olmaktır.

PAK’ın Destek Bildirisi: İçimizdeki Taşeronlar

İran’da faaliyet gösteren Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK), İsrail’in İran halkına yönelik “özgürlük için ayaklanın” çağrısına destek vererek bölgedeki hain planlarına destek vererek taşeronluğunu üstlenmiştir. Kendi halkının çıkarlarından çok, dış güçlerin menfaatleri doğrultusunda hareket eden yapı, bölgenin kanayan yarasıdır. PAK’ın İsraili destekler yöndeki basın açıklaması, sadece İran’ı değil, ateşi körükleyerek bölgeyi kaosa sürüklemesi, siyasi kriz olmanın ötesinde, Türkiye’nin milli güvenliği açısından ciddi tehdittir.

PAK’ın faaliyetleri, Büyük Ortadoğu Projesi gibi dış aktörlerin bölgeyi etnik ve mezhepsel çatışmalarla parçalama planlarının güncel yansımalarıdır. Bu nedenle, PAK’ın eylemleri bölgesel istikrarı bozmakta ve ulusal güvenlik tehditlerini artırmaktadır. PAK’ın dış güçlerin etkisiyle hareket eden yapı olduğu ve bölgedeki ihanet zincirinin önemli halkası olduğu açık olduğuna göre sadece İran’ın değil, Türkiye’nin ve tüm bölgenin geleceğini doğrudan ilgilendirmektedir. Milli birlik ve kararlılıkla tehditlere karşı durmak, bölgenin huzur ve güvenliği için elzemdir.

Askeri Gerilim Yetmezmiş Gibi Psikolojik Savaş

İran’ın sert misillemesi ise askeri dengeleri değiştirdi. “Gerçek Vaad 3” operasyonu, İsrail’in saldırılarına karşı güçlü yanıt oldu. Ancak İsrail, sadece füze saldırılarıyla yetinmiyor; asimetrik psikolojik savaşla halkı hükümete karşı kışkırtmaya çalışıyor. Bu çok katmanlı savaş, bölgesel istikrarı yok etmeyi hedefliyor. İçimizdeki PAK destekçisi çatlaklar ise oyunu kolaylaştırıyor. Milli birlikten uzaklaşmak, düşmanın ekmeğine yağ sürmektir.

Toplumsal Çatlaklar ve Milli Birlik Tehlikesi

Dış güçlerin desteklediği grupların ayaklanma çağrıları, toplumsal ayrışmaları derinleştiriyor. Türkiye’nin iç dinamikleri büyük sınavdan geçiyor. Etnik ve siyasi ayrışmalar, dış müdahalelerin işini kolaylaştırıyor. İçimizdeki ihanet ve bölücülük faaliyetleri, ülkemizin geleceğini karartacak boyutlara ulaşabilir. Bu yüzden, milli birlik ve beraberlikten başka çaremiz yok. Aksi halde, bölgeyi kan gölüne çeviren planların parçası oluruz.

Farklı Perspektifler: Kim Kime Hizmet Ediyor?

Bazıları çağrıyı özgürlük mücadelesi olarak görse de, gerçek çok daha karanlıktır. Dertleri özgürlük değil, taşeronluk. Halk değil, küresel efendileri için çalışıyorlar. Bölgedeki bazı gruplar, kendi halklarının çıkarlarından ziyade dış aktörlerin çıkarları doğrultusunda hareket etmesi, sadece bölgesel değil, küresel güç dengelerini de etkiliyor. Türkiye’nin karmaşık denklemde yerini sağlamlaştırması şart.

Sessiz Kalmak İhanettir

Bu karanlık senaryoya karşı sessiz kalmak, kendi geleceğimizi yok etmektir. Her birey, toplumsal ve milli sorumluluğunun farkında olmalı. Sorgulayan, bilinçli ve kararlı toplum olmadan, dış güçlerin oyunlarına karşı koymak mümkün değildir. Türkiye’nin ve bölgenin huzuru, ancak güçlü milli irade ve birlikle sağlanabilir.

Son söz olarak; tüm oyunları bozmak, ihanetin kökünü kazımak ve gerçek özgürlüğü sağlamak için artık harekete geçme zamanı. Unutmayın, gerçek güç birlikten doğar. Bu varoluş mücadelesidir. Gözlerinizi açın, kulaklarınızı tıkamayın; çünkü sessizlik, en büyük ihanettir ve BOP’a hizmetkar olmak demektir.

SADİ ÖZGÜL

Yazar

[Yazar]
Banner
Yasal Uyarı:
Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.