Plandeminin 5. Yılında Aşıların Gizlenen Yan Etkileri

Plandeminin 5. Yılında: Aşıların Gizlenen Yan Etkileri ve Toplumsal Karanlık

Plandeminin üzerinden koca 5 yıl geçmesine rağmen, aşı karşıtı görüşlerin sistematik olarak bastırıldığı ve yorumların sansürlendiği gerçeği hala gizlenmeye çalışılıyor. En ufak eleştiri, “cahil”, “bilim düşmanı” ya da “komplo teorisyeni” gibi etiketlerle susturuldu. Sosyal medya platformlarında ve video paylaşım sitelerinde emek verilerek hazırlanan içerikler hızla kaldırıldı.

Baskılar, ifade özgürlüğünü yok sayarken, gerçeklerin üzerini örtme çabasının parçası olarak karşımıza çıktı. Ancak sansür, aşıların yol açtığı ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkmasını engelleyemedi.

Aşı Yan Etkilerinin Kapsamlı ve Derin İzleri

Aşıların yol açtığı yan etkiler, sadece hafif rahatsızlıklarla sınırlı kalmadı. Damar içi endotel hasarları, kas hücreleri, nöronlar, akciğer, karaciğer ve böbrek hücrelerinde çok ciddi tahribatlar rapor edildi. Otoimmün hastalıkların tetiklenmesi, bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırmasıyla sonuçlandı. Bu tür etkiler, bireysel sağlık sorunlarının ötesinde, toplum sağlığını tehdit eden boyutlara ulaştı.

Vaskülit ve tromboz gibi pıhtılaşma sorunları, akut böbrek bozuklukları, koku kaybı (anosmi), kırmızı kan hücrelerine karşı gelişen antikorlar, diyabeti tetikleyen anti-insülin reseptör antikorları, üreme sistemine zarar veren anti-sperm antikorları gibi otoimmün tepkiler, aşıların yol açtığı karmaşık sağlık sorunlarının sadece bir kısmını oluşturuyor.

Otoimmün Hastalıklar ve Bağışıklık Sisteminin Karmaşık Tepkileri

Aşıların tetiklediği otoimmün hastalıklar arasında tiroit bezine saldıran anti-tiroid antikorlarıyla Hashimoto benzeri hastalıklar, Multiple Skleroz (MS) ile ilişkilendirilen anti-miyelin glikoprotein antikorları yer alıyor. Aort embolisi ve trombozu gibi damar tıkanıklıkları, anafilaktik reaksiyonlar, böbreklerde bazal membrana saldıran anti-GBM hastalığı gibi durumlar da rapor edildi. Genital herpes ve retina bozuklukları gibi beklenmedik yan etkiler, aşıların kapsamlı etkilerini gözler önüne seriyor.

Ek olarak, egzama, embolik inme, beyin iltihabı (ensefalit), dev hücreli arterit, motor bozukluklar, granulomatoz dermatit, ankilozan spondilit, lupus gibi hastalıklar da aşı sonrası gelişen otoimmün tepkiler arasında sayılıyor. Anti-HLA, anti-interferon, anti-mitokondriyal, antinükleer ve Anti-RNA polimeraz antikorları gibi bağışıklık sistemini hedef alan antikorlar, bu sürecin karmaşıklığını ve tehlikesini artırıyor.

Pfizer’in Kendi Raporları ve Gerçeklerin İtirafı

Bu yan etkiler, sadece spekülasyon değil; Pfizer’in kendi yayımladığı 30 sayfalık raporda detaylı şekilde yer alıyor. Şirketin resmi belgelerinde bile karmaşık ve ciddi yan etkiler açıkça belirtilmiş durumda. Ancak gerçekler, kamuoyundan gizlendi ve sansürlendi. Aşı karşıtı görüşler bastırılırken, raporlar göz ardı edilmesi, sağlık otoritelerinin ve ilaç şirketlerinin şeffaflık konusundaki samimiyetsizliğini ortaya koyuyor.

Endokannabinoid Sistem ve Metabolik Koruma

Vücudun tüm sistemlerini düzenleyen endokannabinoid sistem, metabolik dengeyi sağlamakta kritik rol oynuyor. Özellikle aşırı sıcaklar öncesinde metabolizmanın düzenlenmesi, yan etkilerin şiddetini azaltmak için hayati önem taşıyor. sistemin doğru çalışması, bağışıklık tepkilerinin kontrol altına alınmasında ve vücudun kendini korumasında temel unsur olarak öne çıkıyor.

Metabolik sağlığın korunması, aşı yan etkilerinin büyümesini engellemek için alınması gereken önlemler arasında yer alıyor. Bu bağlamda, bağışıklık sisteminin karmaşık tepkilerini anlamak ve metabolik dengeyi sağlamak, uzun vadeli sağlık sorunlarının önüne geçmek için kritik.

Toplumsal ve Ulusal Güvenlik Açısından Tehditler

Aşı yan etkilerinin sadece bireysel sağlık sorunları yaratmakla kalmayıp, toplumsal düzeyde de ciddi tehditler oluşturduğu göz ardı edilemez. Otoimmün hastalıkların yaygınlaşması, sağlık sistemlerinin üzerindeki yükü artırırken, toplumun genel direncini zayıflatması, ulusal güvenlik açısından da risk teşkil ediyor. Çünkü sağlıklı bireylerden oluşan toplum, ekonomik ve sosyal açıdan güçlü kalabilir.

Sansür ve manipülasyonlar, halk sağlığını ve toplumsal düzeni tehdit eden karanlık planın parçası olarak değerlendirilmeli. Gerçeklerin üzerini örtmek için uygulanan baskılar, insanlığın geleceğini tehlikeye atan sinsi senaryonun varlığını işaret ediyor.

Sonuç: Karanlıkta Kalan Gerçekler ve İnsanı Sarsan İtiraflar

Plandeminin beşinci yılında, aşıların yan etkileriyle ilgili gerçekler gün yüzüne çıkarken, karmaşık ve derin meselelerin üstü kapatılmaya çalışıldı. Bağışıklık sisteminin karmaşık tepkileri, metabolik dengenin önemi ve toplumsal etkiler artık göz ardı edilemeyen süreç, sadece sağlık değil, aynı zamanda sosyal ve ulusal güvenlik açısından da kritik dönemeçtir.

Gizli planların ve manipülasyonların varlığı, insanlığın geleceğini tehdit eden sinsi gölge gibi üzerimize çökmektedir. Türm gerçeklerle yüzleşmek, bilinçlenmek ve sorgulamak artık kaçınılmazdır.

Dr. Erdem ULAŞ
Kendir Enstitüsü Başkanı

Yazar

[Yazar]
Banner
Yasal Uyarı:
Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.