Rockefeller Ailesinin Karanlık İlişkileri ve Birleşmiş Milletler

Rockefeller Ailesinin Geleceğe Yönelik Karanlık İlişkileri ve Birleşmiş Milletler ile Bağlantıları

Rockefeller ailesi, yüzyılı aşkın süredir dünya ekonomisi ve uluslararası ilişkiler üzerinde derin etkiye sahip olmuştur. Aile, sadece ekonomik gücüyle değil, aynı zamanda küresel barış ve işbirliği adına attığı adımlarla dikkat çekmektedir. Ancak adımların ardında yatan gerçekler, ailenin kendi çıkarlarını nasıl ön planda tuttuğunu ortaya koymaktadır.

Küresel Barışın Gölgesinde: Rockefeller Ailesinin Rolü

Rockefeller ailesinin uluslararası ilişkilerdeki etkisi, 20. yüzyılın başlarına kadar uzanır. Özellikle John D. Rockefeller Jr., 1927 yılında Ligi Milletler’e yaptığı bağışlarla uluslararası ilişkiler kütüphanesini geliştirerek, ailenin küresel yönetim üzerindeki etkisini artırmıştır. Daha sonra, Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’nin New York’ta inşası için 8,5 milyon dolar bağış yaparak ve arazi satın alarak, BM ile olan ilişkisini daha derinleştirmiştir. Stratejik yatırımları, Rockefeller ailesinin küresel elitler arasındaki konumunu güçlendirmiştir.

David Rockefeller ise, Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nın yönetim kurulu üyesi olarak, BM binasının karşısındaki inşaat projesine yatırım yapmıştır. proje, bölgedeki arazi değerinin artışından büyük kazanç sağlamış, ancak aynı zamanda insanlığa yönelik tehditleri beraberinde getirmiştir. Ailenin finansal gücü, uluslararası politikaların şekillenmesinde belirleyici rol oynamıştır.

Ekonomik Güç ve Küresel Kontrol

Rockefeller ailesinin ekonomik gücü, sadece kendi iş imparatorluklarıyla sınırlı kalmamış, küresel ekonomik sistemin şekillenmesinde önemli rol oynamıştır. Petrol, bankacılık ve diğer sektörlerdeki yatırımlarıyla, dünya genelinde ekonomik politikaların belirlenmesinde etkili olmuştur. Agenda 21, Agenda 2025 ve Agenda 2030 gibi uluslararası planlar, ekonomik sürdürülebilirlik ve kalkınma hedeflerini içermektedir. Ancak hedeflerin uygulanması, çoğu zaman elitlerin çıkarları doğrultusunda şekillenmekte ve bireylerin özgürlüklerini kısıtlayan araçlar haline gelmektedir.

Agenda 21: Sürdürülebilirlik mi, Kontrol mü?

Agenda 21, sürdürülebilir kalkınmayı ekonomik, sosyal ve çevresel boyutlarıyla birleştirmeyi hedeflerken, elitlerin çıkarlarına hizmet eden araca dönüşmektedir. Sürdürülebilirlik adı altında uygulanan politikalar, merkezi otoritelerin güçlenmesine ve bireylerin birçok araçla kontrol altına alınmasına yol açmaktadır. Kamu-özel ortaklıkları (PPP), bazı ülkelerde aktif olarak uygulanmakta; başlangıçta altyapı geliştirme anlaşmaları olarak görülen ortaklıklar, hükümet ve kurumsal güçler arasındaki sınırları belirsizleştirmektedir. Kamu yararı adına yapılan ortaklıklar, elitlerin ekonomik gücünü artırmakta ve bireylerin temsilini tehdit ederek yaşamlarını doğrudan etkilemektedir.

Agenda 2025 ve Agenda 2030: Geleceğin Planları

Agenda 2030, BM’in 2030 yılına kadar ulaşmayı hedeflediği Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi’ni içeriyor. Hedefler, yoksulluğun sona erdirilmesi, eşitsizliklerin azaltılması ve çevresel sürdürülebilirlik gibi önemli konuları kapsıyor. Ancak uygulamada, hedefler elitlerin çıkarları doğrultusunda şekilleniyor. Agenda 2025 ise, iklim değişikliğiyle mücadele ve doğal kaynakların korunması için somut adımlar atmayı amaçlıyor. Ancak süreçte hükümetler ve özel sektörün işbirliği, genellikle elitlerin çıkarları doğrultusunda şekilleniyor ve bireylerin özgürlüklerini kısıtlayan araçlara dönüşüyor.

Eğitim: Düşünce Kontrolü ve Manipülasyon

Eğitim politikaları, bireylerin düşünce yapısını manipüle ederek belirli ideolojilere yönlendirmektedir. Agenda 21’de sürdürülebilir kalkınma eğitimi tüm alanlara yayılmıştır. Eğitim sistemlerini fonlayarak hükümetleri ele geçiren yaklaşım, iklim değişikliği propagandası için araç haline gelmiş ve bireylerin özgür düşünce yetilerini kısıtlayan tehdit oluşturmuştur. Agenda 21, çevre koruma amacından çok ekonomiyi kontrol etmeye odaklanmakta; ekonomik etkiler her etkinlikte göz önünde bulundurulmakta ve zenginlik yeniden dağıtılmaktadır.

Bilinçlenme ve Eyleme Geçme Zamanı

Rockefeller ailesinin BM ile olan ilişkisi, tarihsel bağların ötesinde günümüzdeki küresel yönetim dinamiklerini etkilemektedir. Ailenin uluslararası ilişkilerdeki etkisi ve finansal katkıları, BM’nin işleyişinde önemli rol oynaması, ailenin küresel yönetişim üzerindeki etkisini ve bunun bireyler üzerindeki sonuçlarını anlamak için yeterlidir. Elitlerin insanları kontrol etme ve kaos yaratma planları, ilişkilerin arka planında gizli tehdit olarak durmaktadır.

Rockefeller ailesinin etkisiyle şekillenen Agenda 21, bireylerin yaşam alanları ve doğal kaynaklarının elitler tarafından kontrol edilmesine zemin hazırlarken, bireylerin bilinçlenmesi ve harekete geçmesi gerekmektedir. Bilinçli toplum oluşturmak, bireylerin yaşamlarını doğrudan etkileyen önemli güç haline geldiği için, bireylerin tehditlere karşı bilinçlenmesi ve harekete geçmesi, gelecekteki özgürlükleri için hayati öneme sahiptir.

Bilinçlenme ve Eyleme Geçme Zamanı

Rockefeller ailesinin BM ile olan ilişkisi, tarihsel bağların ötesinde günümüzdeki küresel yönetim dinamiklerini etkilemektedir. Ailenin uluslararası ilişkilerdeki etkisi ve finansal katkıları, BM’nin işleyişinde önemli rol oynaması, ailenin küresel yönetişim üzerindeki etkisini ve bunun bireyler üzerindeki sonuçlarını anlamak için yeterlidir. Elitlerin insanları kontrol etme ve kaos yaratma planları, ilişkilerin arka planında gizli tehdit olarak durmaktadır.

Rockefeller ailesinin etkisiyle şekillenen Agenda 21, bireylerin yaşam alanları ve doğal kaynaklarının elitler tarafından kontrol edilmesine zemin hazırlarken, bireylerin bilinçlenmesi ve harekete geçmesi gerekmektedir. Bilinçli toplum oluşturmak, bireylerin yaşamlarını doğrudan etkileyen önemli güç haline geldiği için, bireylerin tehditlere karşı bilinçlenmesi ve harekete geçmesi, gelecekteki özgürlükleri için hayati öneme sahiptir.

Küresel İfşa

Yazar

Banner
Yasal Uyarı:
Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.