Suriye Kaosunun Ortasındayken Bir Umut Var mı?

Suriye’nin Ekonomik Geleceği ve Yeniden İnşası: Kaosun Ortasında Göreceli Umutlar…

Suriye, son yıllarda iç savaşın ve uluslararası güçlerin çıkar çatışmalarının sahnesi haline geldi. Bu karmaşık tablo, Suriye halkının yaşamını derinden etkileyen belirsizlik ve korku ortamı yaratıyor. El-Kaide’den doğan Hayat Tahrir al-Sham (HTS) gibi terör örgütleri, kaos içinde yükselerek Ortadoğu’nun güvenliği için ciddi tehdit oluşturuyor. ABD’nin bu gruba yönelik tutumu, terörizmin tanımının nasıl manipüle edilebileceğini ve güç dengelerinin nasıl değiştirilebileceğini gözler önüne seriyor.

HTS: Kaosun Yükselen İtici Gücü

Suriye’deki siyasi geçiş süreci, ülkenin kaderini ve bölgedeki güç dengelerini etkileyen karmaşa yaratmıştır. HTS’nin süreçteki rolü, elitlerin kaos yaratma ve kontrol etme stratejilerinin yansımasıdır. Çünkü belirsizlikler, dış müdahalelerle birleşince Suriye halkı için çıkmaza dönüşmüştür. HTŞ, Suriye’deki karmaşık çatışmaların parçası olarak uluslararası güçlerin stratejik hesaplarının merkezinde yer alıyor olması, El Kaide ile olan geçmişi, HTS’nin sadece yerel değil, Ortadoğu için de güvenlik tehdit oluşturduğunu da gösteriyor.

Tüm bunlar ABD’nin HTS’ye yaklaşımı, terörizmi nasıl araç olarak ustaca kullanıldığını ve insan hayatının hiçe sayıldığını ortaya koyuyor.

Antony Blinken ve İkili Oyunlar

Antony Blinken’ın Suriye’ye yönelik açıklamaları, ABD’nin dış politikasındaki ikili oyunları gözler önüne seriyor. Terörist gruplarla doğrudan iletişim, uluslararası ilişkilerdeki çifte standartları ve güçlerin çıkarları doğrultusunda geliştirdiği stratejileri ortaya koyuyor. Özellikle HTS ile temasları, ABD’nin Suriye’deki siyasi dinamikleri nasıl şekillendirmeye çalıştığını ve insan haklarının nasıl göz ardı edildiğini gösterirken belirsizlikler bölgedeki istikrarsızlığı derinleştiriyor.

Golani’nin imajını yumuşatma çabaları, uluslararası güçlerin propaganda ve medya manipülasyonundaki ustalığını sergiliyor. Batı ile ilişkilerdeki değişim, terörizmin yeniden markalaşabileceğini, tanımının ve ideolojik temellerin nasıl göz ardı edilebileceğini ortaya koyuyor.

Kadın Hakları ve Toplumsal Rolleri

İslam dünyasında üzerinde mutabakat sağlanmamış sözde şeriat yasasının uygulanması, HTS’nin ideolojik temellerini yansıtır. HTS’nin özellikle kadın hakları konusundaki tutumu, uluslararası güçlerin toplumsal rolleri üzerindeki ikili standartlarını gözler önüne serer. Golani’nin kadınların toplumdaki rolü hakkındaki açıklamaları, manipülasyon stratejisinin bir parçasıdır ve onun ideolojik paradigması kadın haklarının kısıtlanacağına işaret etmektedir.

Suriye’deki toplumsal yapıyı yeniden şekillendirme çabası, sadece Suriye’yi değil tüm Ortadoğu insanlarını kontrol altında tutma hedefini taşıyor olması planın arkasında küresel ve yerel elitlerin olduğunu net şekilde gösterir. Sonuç olarak, uydurulmuş şeriat yasaları ve buna bağlı yeni düzenlemeler, toplumda korku ve belirsizlik yaratarak, küresel ve yerel elitlerin kendi çıkarları doğrultusunda kontrol mekanizması oluşturmalarına olanak tanıyacaktır.

Ekonomik Belirsizlik ve Yeniden İnşa Süreci

Suriye’deki ekonomik durum, savaşın yarattığı yıkımın yansımasıdır. HTS’nin ekonomik politikaları ve belirsizlikleri, toplumda çatışma ve istikrarsızlık yaratmakta, elitlerin durumu kendi lehlerine çevirmesine olanak tanımaktadır. HTS’nin geleceği de uluslararası güçlerin planları doğrultusunda şekillenmekte ve yeniden inşa süreci elitler için kullanışlı fırsatlar olarak değerlendirilmektedir. Elitlerin bölgede uzun zamandır kaos ortamını yönlendirmesi, bundan sonra insanları işsiz, aşsız bırakarak borca ve faize esir edecektir.

Bu bağlamda, küresel ve bölgesel elitlerin yeni Suriye politikası, ekonomiyi sessiz silahlar haline dönüştürüp, böylelikle bölgeyi rahatlıkla kontrol etme hedefleri olduğunun fark edilmesi gerekmektedir.

Gelecek: Korku ve Belirsizlik

Gelecek, korkunun ve belirsizliğin hâkim olduğu ortamda şekillenmekte olduğundan, hem Suriye halkı hem de Ortadoğu toplumları için ciddi tehditler barındırmaktadır. Elitlerin durumu nasıl yönlendireceği, gelecekteki çatışmaların ve istikrarsızlıkların temel belirleyeni olacaktır.

Küresel, bölgesel medyanın Suriye’deki olayları yansıtma biçimi, uluslararası güçlerin propaganda ve manipülasyon stratejilerinin parçasıdır. Kamuoyunun terörizm ve savaş üzerindeki algısı, elitlerin kendi çıkarları doğrultusunda nasıl yeniden yönlendirildiğini gösteriyor. Bu bağlamda, toplumların medya okuryazarlığı ve eleştirel düşünme becerilerinin önemi daha da belirginleşiyor.

Sonuç olarak; Suriye’deki karmaşık çatışmalar ve HTŞ gibi kullanışlı grupların yükselişi, yalnızca bölgesel sorunun ötesinde, uluslararası güçlerin daha geniş kontrol stratejisinin parçası olarak değerlendirilmektedir. Tüm dinamikler, Büyük Sıfırlama Planı’nın (Great Reset) yansıması olarak, elitlerin insanlık üzerindeki etkisini artırma çabalarını gözler önüne seriyor. Okuyucuların, uluslararası güçlerin eylemlerinin ardındaki gerçek niyetleri sorgulaması ve karmaşık yapının insanlık üzerindeki etkilerini derinlemesine düşünmesi önem kazanmaktadır. Suriye’nin geleceği, sadece topraklarda yaşayanlar için değil, tüm bölge ve Türkiye’nin geleceği için belirleyici rol oynamaktadır.

Sadi ÖZGÜL

Yazar

[Yazar]
Banner
Yasal Uyarı:
Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.