Tıptaki Yapay Zekâ: Gerçek Doktorların Yerini Alabilir mi?
Tıp dünyasında devrim olarak sunulan yapay zekâ, aslında insan sağlığını ve özgürlüğünü tehdit eden karanlık planın parçası olabilir. Bu yazıda, gözlerinizi açacak gerçeklerle yüzleşecek, sağlık sisteminin perde arkasındaki sinsi oyunları keşfedeceksiniz. Hazır olun; çünkü bu, bildiğiniz her şeyi sorgulatacak.
Yapay Zekânın Sınırlılıkları ve Sağlık Verilerinin Gizliliği
Yapay zekâ, tıpta henüz yedi yaşındaki çocuk kadar olgun değil. Net ve açık talimatlara ihtiyaç duyuyor, insan doktorların sezgisel ve duygusal becerilerinden yoksun. Örneğin, çocukluk aşı takvimini listelemesi istendiğinde önemli aşıları atlayabiliyor. Dahası, yüz ifadeleri, ses tonu ve beden dili gibi iletişim unsurlarını algılayamadığı için karmaşık teşhislerde yetersiz kalıyor.
Bununla birlikte, yapay zekâ sistemlerinin yaygınlaşması sağlık verilerinin toplanması ve kötüye kullanımı riskini artırıyor. Kişisel biyolojik veriler, biyoteknoloji şirketlerinin elinde toplanıyor ve hukuki boşluklar nedeniyle suistimal edilebiliyor. Genetik verilerin polis tarafından anayasal olmayan yöntemlerle suç soruşturmalarında kullanılması, bireysel özgürlükler için büyük tehdit oluşturması, yapay zekânın tıbbi kapasitesi kadar, veri güvenliği ve etik boyutları da titizlikle ele alınmalı.
İnsan Doktorların Yerini Alacak mı?
Gelecekte temel sağlık hizmetlerinin yapay zekâ tarafından sunulması giderek olası hale geliyor. İnsan doktorların yerini alacak yapay zekâ sistemleri, ilaç şirketlerinin çıkarları doğrultusunda sürekli ilaç reçete eden otomatik makineler haline dönüşebilen senaryo, hastaların gerçek sağlık ihtiyaçlarının göz ardı edilmesine yol açarken, doktorların sadece semptom-ilaç eşleştiren algoritma uzmanları haline gelmesi kök nedenlere yönelik tedavilerin ihmal edilmesi anlamına geliyor.
Virüslerin Gerçekliği ve Hastalıkların Kaynağı Üzerine Bilimsel Tartışmalar
Virüslerin hastalık yapıcı etkileri halen tartışmalı. Mikroskop altında net olarak gözlemlenememesi ve hastalık bulaşma mekanizmalarının tam kanıtlanamaması, bilimsel şüpheleri artırıyor. Çevresel toksinler, elektromanyetik alanlar ve kimyasal maddeler hastalıkların ortaya çıkmasında önemli rol oynuyor olabilir. Hastalıkların sadece biyolojik değil, enerjik ve çevresel etkileşimlerle şekillendiği ileri sürülüyor. Ayrıca, laboratuvar ortamında sentetik olarak üretildiği iddia edilen SARS-CoV-2 gibi virüsler, pandeminin doğası ve gerçekliği hakkında ciddi soru işaretleri yaratıyor.
Çevresel Tehditler: Kimyasallar ve Elektromanyetik Alanlar
Virüslerin yanı sıra, kimyasallar ve elektromanyetik alanlar insan sağlığını giderek daha fazla tehdit ediyor. Tarih boyunca hükümetlerin insanlara toksinler saldığı belgelenmiş durumda. Bu kimyasallar, bağışıklık sistemini zayıflatarak hastalıkların yayılmasına zemin hazırlıyor. Virüslerle karıştırılan çevresel etkenler, sağlık politikalarının yanlış yönlendirilmesine neden oluyor.
Aşılar ve Yeni Nesil Sağlık Teknolojileri: Riskler ve Belirsizlikler
mRNA teknolojisiyle geliştirilen yüzlerce aşı, bulaşıcı hastalıkların yanı sıra kronik rahatsızlıklara karşı da uygulanmaya çalışılıyor. Yenilebilir aşılar gibi sıra dışı uygulamalar, dozaj kontrolü ve uzun vadeli etkiler açısından büyük belirsizlikler taşıyor. Aşı pasaportları ve zorunlu aşı uygulamaları, bireysel özgürlükler ve sağlık hakları açısından tartışmalı alan yaratıyor. Askeri terminolojide “aşılamak” teriminin zarar verme amacıyla enjeksiyon yapmak anlamına gelmesi, uygulamaların etik boyutunu sorgulatıyor.
Aşıların İçeriği ve Sağlık Üzerindeki Etkileri
Gıda ürünleirnde kullanımı yasaklanmış olsa da aşıların içinde bulunan alüminyum, polisorbate 80 gibi maddeler çocukların kemik ve beyin sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Tekrarlanan dozlarla vücutta biriken toksinler, nörolojik sorunlara, erken demansa ve nöbet bozukluklarına zemin hazırlıyor. Aşı sonrası vücuttan çıkarılan lifli pıhtıların içeriğinde yüksek oranda alüminyum ve kalay gibi iletken elementlerin bulunması, uygulamaların güvenliği konusunda ciddi soru işaretleri doğuruyor.
Sağlık Komiteleri ve İlaç Endüstrisinin Etkisi
Sağlık alanındaki karar mekanizmaları, büyük ilaç şirketlerinin etkisi altında şekilleniyor. Komitelerde görev alan uzmanlar, rüşvet ve baskılarla yönlendirilerek bağımsız karar alma yeteneklerini yitirmesi, aşıların ve ilaçların güvenliği konusunda şeffaflık ve hesap verebilirlik eksikliğine yol açıyor. İlaç endüstrisinin çıkarları doğrultusunda şekillenen sağlık politikaları, halk sağlığını ikinci plana atıyor.
Karanlık Planlara Karşı Uyanış ve Mücadele Çağrısı
Tıp alanında yapay zekânın yükselişi, sağlık verilerinin kontrolü, ilaç endüstrisinin baskısı ve çevresel tehditler, insanlığın karşı karşıya olduğu karmaşık ve sinsi plan olan Büyük Sıfırlama Planının (Great Reset) parçalarıdır. Plan, bireysel özgürlükleri kısıtlamak, sağlık sistemini ticarileştirmek ve toplumu kontrol altına almak amacıyla yürütülüyor. Türk halkı ve tüm insanlık, karanlık senaryoya karşı bilinçlenmeli, sorgulamalı ve harekete geçmelidir. Kendi sağlık kararlarını almaktan vazgeçmemeli, dayatılan bu tür sistemlere boyun eğmemelidir.
Küresel İfşa…

Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.