Yapay zekâ, modern dünyanın en tartışmalı konularından biri.
Teknoloji, insanlığın geleceğini derinden etkileyen güçtür. Stanford ve Google DeepMind tarafından yapılan araştırmalar, yapay zekânın kişiliklerimizi ve değerlerimizi kopyalayarak dijital ikizler yaratabileceğini göstermesi tehditler barındırıyor.
Yapay zekânın yükselişi, siyasi ve ekonomik güç dinamiklerini yeniden şekillendirebilecek olması küresel elitlerin teknolojiyi nasıl manipüle ettiğine dair endişeleri artıyor. AI’nın sunduğu vaatler ve riskler, bizi “Robotik Tanrı”ya bağımlı hale getirme tehlikesiyle karşı karşıya bırakması karmaşık dünyada, insanlığın kendi kaderini belirleme mücadelesinde kritik hal alıyor.
AI’nın Gerçek Yüzü
Yapay zekâ, yalnızca verileri manipüle eden araçtır; bu, onu tanrı yapmaz.
AI’nın tehlikesi, insanların onu her şeyi bilen varlık olarak görmeye başlamasıdır. Yanılsama, insanları tembelleştirerek düşünme yetilerini hızla kaybetmelerine yol açabileceği için AI’nın sunduğu bilgiye aşırı güven, bireyleri yanıltabilir ve toplumsal çöküşlere neden olabilir.
Düşünce Çeşitliliği ve Sürü Zihniyeti
AI’nın sağladığı bilgi akışı, bireylerin düşünce çeşitliliğini tehdit etmektedir. Çünkü “AI Hive Mind” kavramı, insanların AI’ya aşırı bağımlı hale gelmesi alternatif görüşleri araştırma isteğini azaltarak tek tip düşünce yapısının oluşmasına yol açıyor. Planlı pandemi döneminde COVID-19 bilgileri üzerinde hükümetlerin ve sosyal medya platformlarının işbirliği ile uygulanan sansür, bilgi kontrolünün nasıl standart hale gelebileceğin örneğidir. Eğer insanlar sürekli aynı görüşleri benimserse, görüş geliştiremeyeceği için de kendini yok etmesine neden olabilir.
Ölü İnternet Teorisi ve Propaganda
“Ölü İnternet Teorisi”, AI botlarının sosyal medyada yayılmasını öngörüyor. Botlar, belirli ideolojilere destek sağlamak için propaganda yaparak gerçek tartışmaları gölgede bırakabilecek olması, çevrimiçi tartışmaları etkileyebilir ve gerçek bilgi ile dezenformasyon arasındaki farkı ayırt etmek zorlaşabilir. AI’nın yaygınlaşması, toplumsal tartışmaların yerini tek tip görüşün almasına neden olabilir. Bu, insanların fikir alışverişinde bulunma yetisini zayıflatır ve gerçek tartışma ortamlarını yok eder.
Bilgi Kontrolü ve Elitlerin Stratejileri
Güç odakları, durumu kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak insanları kontrol etme çabalarını güçlendirebilirler. Jorge Luis Borges’in “Kütüphane-i Babel” hikayesi, yapay zekanın arkasındaki insan arzusunu simgeliyor. Sonsuz bilgi arayışı, insanlığın tanrısallık arzusuyla birleşiyor.
Peki öyleyse;
– AI’nın arayışın parçası ise ve algoritmaların rastgele içerik üretme yeteneği, insanlığın gerçek bilgiye ulaşma çabasını baltalar mı?
– İnsanları kendi içsel keşiflerinden uzaklaştırarak “robotik tanrı”ya bağımlı hale getirebilir mi?

Geleceğin Tehditleri ve Fırsatları
Uzmanların, AI’nın insanlık yararına çalışması için üst algoritmanın gerekliliğini vurgulaması insan kontrolünde olması gerekiyor demektir. AI’nın sağladığı verimlilik artışları, insanlığın yararına kullanılmalıdır. Ancak, aynı zamanda siber suçların artmasına neden olabilir. Uzmanlar, ABD ve Çin’in AI üzerindeki rekabetinin küresel eşitsizliği artırabileceğini ve “küresel güney”nin yarışta geride kalabileceğini ifade ediyorlar. Bu, elitlerin kendi çıkarları doğrultusunda dünya üzerindeki güçlerini pekiştirmelerine olanak tanıyabilir.
TESCREAL İdeolojisi ve İnsanlık
2024 ABD başkanlık seçimleri, yapay zekanın araç olarak kullanıldığı döneme işaret ediyor. TESCREAL ideolojisi, yapay zekayı insanlığın ilerlemesi için katalizör olarak görüyor. Ancak ideoloji, insanları dijital varlık (transhümanizm) haline getirerek bilincini dijitalleştirme hedefini taşıyor. Elon Musk ve Peter Thiel gibiler, ideolojinin savunucuları olarak öne çıkmaları, insanlığın geleceği üzerinde büyük riskler yaratabilir.
İnsan İlişkileri ve Sosyal Etkileşimler
Yapay zekâ, insan ilişkilerini ve sosyal etkileşimleri köklü şekilde değiştiriyor. İnsanlar, AI’nın sağladığı kolaylıklarla birlikte gerçek insani sosyal ilişkilerinden uzaklaşabileceği için toplumsal yapının çökmesine ve ilişkilerinin derinliğinin kaybolmasına neden olabilir. AI, bilgi akışını kontrol etme ve sansürleme aracı olarak kullanılması, toplumsal düşünme becerilerinin kaybına yol açacağı için insan ilişkileri ve etkileşimlerin azalmasına etki edecektir.
Küresel Elitlerin Büyük Sıfırlama Planı ve Yapay Zekâ İlişkisi
Yapay zekâ, sadece teknolojik yenilik değil, aynı zamanda küresel elitlerin insanlık üzerindeki kontrolünü pekiştiren araçtır. Özellikle TESCREAL ideolojisi, elitlerin insan bilincini dijitalleştirerek “robotik tanrılar” (Transhümanizm) haline getirme hedeflerini yansıtır. Güç odakları, bireylerin düşünme yetilerini kısıtlamayı ve özgürlüklerini azaltmayı hedefliyor. AI’nın sağladığı bilgi akışı ve algoritmaların manipülasyonu, toplumsal düşünceyi tek tipleştirerek alternatif görüşlerin yok olmasına yol açabileceği için ideolojilerin ve politikaların arkasındaki gerçek niyetleri anlamak, insanlığın kendi kaderini belirlemesi açısından kritik öneme sahiptir.
Yapay zekâ, toplumsal yapıyı yeniden şekillendirme ve insanları kontrol etme aracı olarak Büyük Sıfırlama Planı‘nın en etkin parçası olmak üzeredir. Bireyler olarak, gelişmeleri sorgulamak ve özgür irademizi korumak için harekete geçmeliyiz. Aksi takdirde, “büyük sıfırlama” süreci, insanlığın varoluşunu sorgulamasına neden olacak dönüm noktası haline gelebilir.
Sadi ÖZGÜL

Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.