Günümüzde Yapay Zekâ, (YZ) İnsanlığı Tehdit Edebilecek Teknoloji Devrimi Olarak Karşımıza Çıkabilir mi?
Ancak bu devrim, beraberinde getirdiği etik, sosyal ve politik sorunlarla karmaşık hal alıyor. OpenAI gibi öncü teknoloji şirketlerinin, insanlık yararına geliştirdikleri sistemleri savaş alanlarında ölümcül sessiz silahlar haline dönüştürmeleri, tüm toplumların geleceğini tehdit eden endişe kaynağı potansiyeline sahiptir.
Yapay Zekânın Tehditleri
Yapay zekânın sessiz silaha dönüştürülmesi, insan hayatını hiçe sayan anlayışın sonucudur. Teknoloji şirketlerinin sosyal sorumlulukları karmaşık yapının içinde kaybolduğu için güvenli ve faydalı YZ geliştirme vaadi artık aldatmaca olabilir. Etik ilkelerin göz ardı edilmesi, toplumda derin güvensizliğe sebep olacaktır.
Askeri-endüstriyel kompleks, YZ’nın savaş alanındaki rolünü artırarak insan hayatını tehdit eden sistemler geliştiriyor. Anduril ve OpenAI’nin işbirlikleri karmaşık yapının örneklerindendir. Pentagon’un silahlı YZ stratejileri, savaşın doğasını değiştirirken insanlığın geleceği için ciddi tehditler oluşturuyor.
Gözetim Toplumunun Yükselişi
Hızla yaygınlaşan gözetim toplumu, bireylerin özgürlüklerini tehdit eden yapı demektir. Örneğin, İsrail’in Mavi Kurt sistemi, YZ’nın insanları izlemek ve kontrol etmek için nasıl kullanıldığını gözler önüne seriyor. Sınır güvenliğinde YZ kullanmaları, özgürlükleri kısıtlayan mekanizma haline gelirken, biyometrik veritabanları özgürlüğün ihlaline yol açmaktadır.
Gözetim sistemlerin işleyişi ve kimler tarafından kullanıldığı konusundaki belirsizlikler, bireylerin yaşamlarını sürekli gözetim altında sürdürmek zorunda kalmalarına yol açacaktır.
Demokratik Değerlerin Erozyonu
Ulusal/milli güvenlik gerekçesiyle YZ’nın kullanımı, demokratik değerlerin tehlikeye girmesine yol açabilir. Demokratik denetim mekanizmalarının eksikliği, sivil özgürlüklerin kısıtlanmasına neden olma potansiyeli, bireylerin güvenliğini sağlamak adına yapılan uygulamaların, aslında nasıl bir ultra-kontrol mekanizmasına dönüştüğünü gözler önüne seriyor. Güvenlik ile özgürlük arasındaki denge giderek zorlaşacağı için toplumda derin endişeye sebep olabilir.

Otonom Silah Sistemleri ve Savaşın Geleceği
Otonom silah sistemlerinin geliştirilmesi yeni nesil savaşların geleceğini şekillendiren tehlikeli unsurlardan birine dönüşecek olması, insan hayatını hiçe sayan anlayışın sonucudur. Uluslararası adil kontrol mekanizmalarının eksikliği, YZ’nın sessiz silaha dönüştürülüp kullanımını daha da tehlikeli hale getirecektir. Dolayısıyla otonom silahların kullanımı, yeni nesil savaşın boyutu insanlık için büyük tehdit oluşturacaktır. Sonuç olarak savaşın doğası değişirken, insanlığın yeni tehdit karşısında nasıl duruş sergileyeceğini şimdiden belirlemek zorundayız.
Ekonomik ve Sosyal Etkiler
Yapay zekâ, sadece askeri alanda değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal alanlarda da etkisini hissettiriyor olması, ülkeler arasındaki ilişkileri yeniden şekillendirirken, işbirliklerinin önemini artırıyor. ABD ve Çin arasındaki YZ rekabeti, küresel güç dengesini sarsan çatışma alanı haline gelirken, yarış sadece ekonomik çıkarlar değil, aynı zamanda ulusal güvenlik kaygılarıyla da şekilleniyor. HBM çipleri gibi kritik teknolojilerin ambargolarla kontrol altına alınması, savaşın ne denli tehlikeli boyuta ulaştığını gözler önüne sermektedir.
Toplumsal Direniş ve Sivil Tepkiler
Batı dünyasındaki sivil toplum tepkileri, elitlerin potansiyel tehditlerine karşı direniş hareketi aktivizmi olarak öne çıkıyor. Aktivistler teknoloji şirketlerine etik sorumluluklarını hatırlatırken, protesto hareketleri farkındalığı artırıyor. Süreç toplumların tehditlere karşı nasıl duruş sergileyeceği gelecekteki mücadelelerin belirleyicisi olacak. Toplumsal büyük direnişin önemi, tehditlere karşı bir araya gelmenin ve itiraz sesi çıkarmanın gerekliliğini ortaya koymaktadır
Geleceğe Dair Senaryolar
Yapay zekâ silahlarının yasal statüsü, uluslararası hukukta belirsizliğini koruyor. Türkiye toplumunun pek umurunda olmasa bile batı dünyasında yasal düzenlemelerin eksikliği, denetleyecek mekanizmaların yetersizliği, sorumluluk ve hesap verebilirlik konuları ile birlikte, bilinmeyen tehditler karşısında yaptırımların belirsizlikleri konusu ciddi endişelere ve tartışmalara yol açmaktadır.
Büyük Sıfırlama Planına Karşı Kolektif Bilinç ve Toplumsal Değişim
Küresel elitlerin planları, teknolojik gelişimle birlikte insanlığa yönelik tehditler olarak karşımıza çıkıyor. Büyük Sıfırlama çerçevesinde toplumsal yapıyı yeniden şekillendirirken bireylerin özgürlüklerini belirsiz bir yola sürüklüyor. Askeri-endüstriyel kompleksin YZ ile birleşimi, gözetim toplumunun yükselişi ve demokratik değerlerin erozyonu, elitlerin planlarının somut sonuçlarıdır. YZ’nın uluslararası denetim hukukun yetersizliği ve artan toplumsal direniş, karmaşık yapının dinamiklerini anlamak için kritik öneme sahiptir.
Gelecekte, tehditlere karşı duruşumuz bireysel değil, kolektif bilinçle şekillenecek. Bu bağlamda, okuyucuların YZ üzerine derin düşünmeleri ve insanlığın faydasına yönlendirmek için harekete geçmeleri, insanlığın gelecekteki kaderini belirleyecek önemli adımlardan biri olacaktır.
Mesele fark edebilenler için “tercih” olmaktan çıkmıştır!
Sadi ÖZGÜL

Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.