Suriyeliler Gizli Tehdit mi?

Son yıllarda Türkiye’deki Suriyeli mülteci sayısının artışı, toplum içinde çeşitli endişelere neden olmaya devam ediyor.

Savaşın yıkıcı etkilerinden kaçarak Türkiye’ye sığınan bu insanlar, yeni bir yaşam umudu arayışı içindeler. Fakat, bu durumun altında yatan daha derin ve karanlık planlar olduğu şüphesi toplumda kaos ve belirsizliğe yol açabilir. İçişleri Bakanlığı, Türkiye’de kayıtlı 729 bin Suriyelinin bildirilen adreslerde olmadığını duyurdu. Bu kişilerin akıbeti bilinmiyor. Türkiye’de resmi olarak 3.100.000 Suriyeli mülteci kayıtlı iken, 729 bininin kaybolması endişe verici. Kayıtlı olanların yerinin bilinmemesi yetmezmiş gibi, kayıtsızların sayısının da bilinmemesi ek bir kaygı unsuru oluşturuyor.

Bu durum, kayıtlı Suriyelilerin dörtte birinin izini kaybedildiği anlamına gelir. Türkiye’de kayıtlı ve kayıtsız toplamda 8 milyon Suriyeli olduğu öne sürülüyor. Sokaklarda sıkça rastlanan kaçak Suriyeliler, bu iddiaları destekler nitelikte görünüyor.

Atış Poligonlarındaki Suriyeliler Gizli Bir Tehdit mi?

Son dönemlerde, Türkiye’deki atış poligonlarının Suriyeliler tarafından yoğun olarak kullanıldığı gözlemlenmiş. Bu da ülkelerini iç savaş sebebiyle terk etmek zorunda kalan bu insanların, sığındıkları ülkede atış eğitimi almaları, toplumda endişelere sebep olmakta. Bu durum, Suriyelilerin Türkiye’de potansiyel bir tehdit oluşturduğu algısını güçlendiriyor. Ayrıca, Küresel Elitlerin güçlerinin Türkiye’ye karşı yeni bir komplo kurduğu ve harekete geçmeyi bekledikleri yönündeki iddialar, bu endişeleri artırıyor.

Muhalefetin Sessizliği: Neden Kimse Konuşmuyor?

Muhalefetin bu konuyu gündeme getirmemesinin sebepleri ise ayrı bir merak konusu. Suriyelilerin silahlarla ilişkisi ve neye hazırlıkları hakkındaki sorular toplumda cevapsız bırakılıyor. Bu durum, toplumda artan endişe belirsizliğe yol açıyor. İnsanlar, bu sessizliğin ardında daha büyük bir stratejinin yattığını düşünerek, bu stratejinin ne olduğunu anlamaya çalışıyorlar.

Sığınmacıların ekonomik ve sosyal yükü, Türkiye için kaldırılamaz bir yük müdür?

Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin ekonomik ve sosyal etkileri, toplumda bir başka büyük endişe kaynağı. Türk vatandaşlarının yüksek vergiler ve harç bedelleriyle karşı karşıya kalması ve mültecilerin kaçak silahlarının kontrolü gibi konular, rahatsızlık kaynağı oluyor. Ayrıca, uzun yıllar sigortalı çalışmış bir bireyin kısa süreli Avrupa vizesi alamaması karşısında, Suriyelilere kısa sürede vatandaşlık verilmesi, toplumsal öfke ve hayal kırıklığına yol açıyor.

İç Savaş Tehdidi Türkiye İçin Gerçek Bir Tehlike mi?

Stratejistlerin ABD ve İngiltere’nin talimatıyla iç savaş başlatıldığında, hedeflerinde Türkiye olacağı iddiaları, toplumda büyük bir endişeye sebep olmakta. Geçtiğimiz yıl açıklanan rakama göre 13 milyon sığınmacı ve kaçak (istilacı) olduğu ortaya çıkmıştı. Bu da Türkiye nüfusunun %20 sini sığınmacıların oluşturduğunu ortaya koymuştu. Bunların tamamı ABD ve İngiltere’nin desteğiyle ülkemize sokuldu. AKP ve MHP’nin de politikalarıyla bu durumu desteklemeleri ve toplumda büyük bir endişe ve belirsizliğe sebep olmuştur. Bu durum, Türkiye’nin iç savaş tehdidi altında olduğu yönündeki korkuları da artırıyor.

Suriyelilerin Sosyal Hayata Entegrasyonu Gerçek mi, Masal mı?

Suriyelilerin Türkiye’deki sosyal hayata entegrasyonu da büyük bir tartışma konusu. Suriyeli komşuların saygı ve eğitim eksikliği, radikal grupları andırması, toplumda büyük bir rahatsızlık yaratıyor. Bu kişiler çalışmıyor, kirada oturuyor ve Türk vatandaşlarının yaşam standartlarını düşürüyor. Çeşitli asayiş olaylarına karışmaları gibi durum, toplumda büyük bir öfke yaratıyor.

Sağlık Hizmetlerinde Suriyeli Ayrımcılığı Gerçek mi?

Hastanelerde Suriyelilere tanınan öncelik, Türk vatandaşlarının sağlık hizmetlerine erişimini güçleştiriyor. Suriyelilere verilen bu öncelik nedeniyle ameliyat olmaları gereken Türk vatandaşlarının tedavi olamaması, toplumda ciddi öfke ve hayal kırıklığına sebep oluyor. Bu durum, sağlık hizmetlerinde Türklere yönelik ayrımcılık yapıldığına dair endişeleri daha da artırıyor.

Spor Salonlarındaki Suriyeliler Gizli Bir Tehdit mi?

Atış poligonları ve spor salonları, Suriyeliler tarafından sıkça ziyaret ediliyor. Kickbox ve Muay Thai gibi uzak doğu dövüş sporlarını öğrenen Suriyelilerin sayısı, Türk vatandaşlarından daha fazla olması, toplumda endişe uyandırıyor. Bu durum, Suriyelilerin Türkiye’de potansiyel bir tehdit oluşturabileceği yönünde korkuları güçlendiriyor. Bazı iddialar, onların belirli amaçlar için özel olarak eğitildiklerini ve bu durumun toplumsal endişeleri artırdığını öne sürüyor.

Suriyeliler İle Türkiye’nin Ekonomik Geleceği Tehlikede mi?

Türkiye’nin ekonomik zorlukları, Suriyelilerin varlığı ile daha da karmaşık bir hal alıyor. Yöneticilerin “benim dediğim olur” yaklaşımı ve muhalefetin farklı bir tutum sergilemesi, toplumda ciddi bir endişe ve belirsizliğe yol açıyor. Bu, Türkiye’nin geleceği için ciddi bir risk teşkil ediyor. İnsanlar gelecekten umutlarını yitiriyor ve bu da toplumsal düzeyde daha fazla endişe ve belirsizliğe neden oluyor.

Küresel Elitlerin Büyük Sıfırlama Planında Türkiye Bu Planın Hedefi mi?

Küresel elitlerin büyük sıfırlama planı, dünya genelinde büyük bir endişe ve korkuya sebep olmakta. Bu plan dünya genelinde ekonomik ve sosyal yapıları yeniden şekillendirmeyi amaçlamaktadır. Türkiye’deki başta Suriyeliler olmak üzere 13 milyondan fazla sığınmacı ve mültecilerin varlığı da bu planın önemli ve stratejik bir parçasıdır. Küresel elitler, Türkiye’yi bu planın bir parçası olarak kullanarak, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısını yeniden şekillendirmeyi amaçladığı artık apaçık ortadadır.

Sonuç olarak; Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin varlığı, toplumda büyük bir endişe ve korkuya sebep olmaktadır. Bu durumun başlıca sebepleri arasında küresel elitlerin büyük sıfırlama planı, Suriyelilerin yeteri kadar kontrol altında tutulamaması, atış poligonlarında ve spor salonlarındaki artan Suriyelilerin varlığı, muhalefetin sessizliği, mülteci ve sığınmacıların Türkiye’ye ekonomik ve sosyal yükü ile iç savaş tehdidi gibi endişeler bulunmaktadır.

Bu makale insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, Büyük Sıfırlama hedefleri için her alanda insanlık aleyhine faaliyetler yürüten Küresel Elitlerin ve Sömürü Düzeninin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir. Aksine insanlar izin vermediği müddetçe hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini ortaya koymaktır. Bunlara izin vermemek, onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır. İşte bunun için uyanık olun, sorgulayın ve gerçeği aramaktan vazgeçmeyin!

Peki, bu sorunları nasıl çözebiliriz?

Öncelikle, güvenlik önlemlerinin artırılması gerekmektedir. Suriyeli mültecilerin kontrol altında tutulması, toplumun güvenliği açısından kritik bir adımdır. Ayrıca, muhalefetin toplumla beraber daha aktif bir rol alması, sorunların çözümünde önemli bir katkı sağlayacaktır. Sığınmacıların en kısa zamanda ülkelerine geri gönderilmesi de toplumsal huzurun sağlanması açısından önemlidir.

Bir diğer önemli konu ise toplumsal diyalog ve bilgilendirmedir. Toplumun bilinçlendirilmesi ve bilgilendirilmesi, küresel elitlerin planlarına karşı insanları uyarmak ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği ve dayanışmayı artırmak gerekmektedir. Bu şekilde, Türkiye’nin geleceği için daha güvenli ve huzurlu bir ortam sağlanabilir.

Sadi ÖZGÜL

Yazar

[Yazar]
Banner
Yasal Uyarı:
Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.