İran da Haleflik Krizi İle Rejim Dönüşümünün Eşiğinde mi?
İran’da ruhani lider Ayetullah Ali Hamaney’in sağlık durumu giderek daha fazla endişe yaratıyor. Uzun süredir kamuoyundan gizlenen kritik gelişme, Hamaney’in sığınakta kalması ve nadiren kamuya çıkmasıyla birlikte rejim içinde derin belirsizlik ve kriz havası oluşturması, sadece liderin kişisel sağlığıyla sınırlı kalmayıp, İran’ın siyasi yapısında köklü değişimlerin habercisi olarak görülüyor. Haleflik meselesi, artık sadece lider değişimi değil; rejimin geleceğini belirleyecek sistemik dönüşümün kapısını aralıyor.
Hamaney’in Sağlık Durumu ve Sığınaktaki Sessiz Fırtına
Son aylarda Hamaney’in sağlık sorunlarıyla ilgili resmi açıklamalar yapılmamakla birlikte, sahadaki gözlemler ve güvenilir kaynaklar onun ciddi sağlık krizi içinde olduğunu gösteriyor. Rehber’in sığınakta kalması, dış dünyadan izole edilmesi ve nadiren kamuya çıkması, rejim içinde panik havası yaratma potansiyeli olan sessiz fırtına, haleflik sürecini hızlandırırken, aynı zamanda güç dengelerinde yeni çatlaklar oluşturuyor.
Haleflik Krizi: Gölgedeki Aktörler ve Güç Mücadelesi
İran’ın Velayet-i Fakih sistemi, halef belirleme sürecinde dini meşruiyetin ötesinde karmaşık güç mücadelesini barındırıyor. Hamaney’in oğlu Mücteba Hamaney, resmi olarak öne çıkmasa da, Devrim Muhafızları ve dini bürokrasiyle olan bağlantıları nedeniyle “gölgedeki aktör” olarak görülüyor. Ancak yolsuzluk iddiaları ve resmi belgelerde adı geçmemesi, onun haleflik yarışında zayıf aday olduğunu gösteriyor.
Buna karşılık, rejimin farklı fraksiyonlarını temsil eden birkaç güçlü isim öne çıkıyor.
- Yargı Erki Başkanı Gulam Hüseyin Muhsini Ejei, sert tutumuyla kriz anlarında etkili figür.
- Mohsen Qomi, dini ve siyasi alanlardaki otoriter duruşuyla biliniyor.
- Uluslararası deneyimiyle Mohsen Araki, ideolojik netliğiyle dikkat çekiyor.
- El-Mustafa Enstitüsü’nde görevli Alireza Arafi, Şiilik yayılımını küresel ölçekte temsil ediyor.
- Pragmatist lider Haşim Hüseyni Buşehri, ABD ile ilişkilerde ılımlı çizgi izliyor.
- Son olarak, Uzmanlar Meclisi’nin yaşlı ve etkili üyesi Movahedi Kermani, seçim sürecinde belirleyici olabilir.
Bu isimler arasındaki rekabet, sadece haleflik değil, İran’ın geleceğine dair farklı vizyonların çatışması anlamına geliyor.
Dış Baskılar ve İç Dinamiklerin Kesişimi
Hamaney’in sağlık krizi ve sığınakta kalması, dış aktörlerin İran üzerindeki stratejilerini de yeniden şekillendiriyor. ABD ve İsrail, İran rejimini “tek adam” üzerinden kırılganlaştırma stratejisini yoğunlaştırırken, Çin ve Rusya gibi güçler statükonun temkinli dönüşümünü destekleyerek sistemin tamamen çökmesini engellemeye çalışıyor. Çin’in desteğiyle yükselen teknokrat kadrolar ve güvenlik aygıtlarının artan etkisi, post-Hamaney döneminde İran siyasetinde yeni dengeler yaratabilir.
Bu dış destekli hizipler, İran iç siyasetinde yeni ittifaklar ve çatışmaların doğmasına zemin hazırlıyor. Böylece, haleflik meselesi sadece dini ve siyasi süreç olmaktan çıkıp, uluslararası güç dengelerinin de sahnesi haline geliyor.
Rejim Dönüşümü: Yumuşak İniş mi, Radikal Kopuş mu?
Velayet-i Fakih modelinin devamlılığı, sadece halefin kim olacağına değil, bu modelin halk nezdindeki meşruiyetine de bağlı. Artan etnik gerilimler, genç nüfusun değişim talepleri ve ekonomik kriz, rejimi ya kontrollü dönüşüme ya da yapısal kırılmaya zorlayabilir.
Uzmanlar Meclisi’nin Hamaney’i görevden alma yetkisi bulunuyor; ancak böyle adımın gerçekleşmesi durumunda sistemin reform kapasitesi kritik önem kazanacak. Olası senaryolar arasında güç merkezlerinin kolektifleştirilmesi, dini liderliğin sembolikleştirilmesi ve teknokratlara daha fazla alan açılması yer alıyor. Ayrıca, Velayet-i Fakih sisteminde göreceli yumuşamalar da gündemde.
İran’ın Geleceğinde Kritik Eşik
Hamaney sonrası İran, sadece bir liderin değişimi değil, ideolojik mirasın nasıl yorumlanacağı ve rejimin hangi yöne evrileceği konusunda da büyük kırılma yaşayabilir. Haleflik meselesi, görünenden çok daha derin sistemik dönüşümün habercisi. İran ya kontrollü restorasyon sürecine girecek ya da sert dönüşüm sarsıntısının içine çekilecek.
Bu kritik eşikte, hem iç dinamikler hem de dış aktörlerin etkisiyle İran’ın geleceği şekillenecek. Rejimin sürekliliği ve halkın beklentileri arasındaki denge, önümüzdeki dönemin en önemli belirleyicisi olacak.
Ömür Çelikdönmez

Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.