İnsanlık Tarihinin En Karanlık Komplosuyla Yüzleşmeye Hazır Olun!
Gündelik hayatımızın vazgeçilmezi haline gelen, masumane görünen internet teknolojisinin ardındaki dehşet verici gerçekler, küresel bir avuç elitin insanlığı ve özellikle Türkiye’yi hedef alan sinsi planlarını gözler önüne seriyor.
Teknolojinin parıltılı perdesi ardında, özgürlüklerimizi yok eden, mahremiyetimizi talan eden ve bizleri dijital kölelere dönüştüren şeytani mekanizma işlemekte.
Savaşın Gölgesinde Filizlenen Kâbus: İnternetin Kanlı Kökleri
İnternetin doğuşu, iddia edildiği gibi parlak zihinlerin masumane icadı değil, aksine kanlı savaşların ve kitlesel gözetimin ürünüdür.
Vietnam Savaşı’nın acımasız atmosferinde, gerilla savaşçılarını ve savaş karşıtı protestocuları fişlemek amacıyla ilk prototipleri geliştirilen teknoloji, en başından itibaren kitlesel gözetim, davranış takibi ve profilleme amacıyla tasarlanana karanlık miras, günümüzdeki teknoloji devlerinin temelini oluşturan devasa özel gözetim endüstrisinin de mayası olmuştur.
Teknoloji Devlerinin İhaneti: Mahremiyetimiz Sermayeleri Oldu
Google, Facebook, Amazon gibi teknoloji devleri, sadece kâr amacıyla özel bilgilerimizi madencilikle toplamakla kalmıyor, aynı zamanda verileri hükümetlerle, askeri ve istihbarat teşkilatlarıyla paylaşıyor.
Artık ordu, istihbarat kurumları ve Silikon Vadisi arasında hiçbir fark kalmamıştır; hepsi aynı şeytani amaca hizmet eden birer dişlidir. Çevrimiçi yaptığımız her hareket, sildiğimiz her mesaj, attığımız her adım, arkasında silinmez veri izi bırakmaktadır.
Gözetim Toplumunun Dehşeti: Efendi-Köle İlişkisi Yeniden Tanımlanıyor
Kişisel ve ticari yazışmalarımız, mali belgelerimiz, banka hesap özetlerimiz, tutuklama kayıtlarımız, sağlık geçmişimiz, tatil fotoğraflarımız, aşk mektuplarımız, cinsel alışkanlıklarımız, medeni durumumuz, etnik kökenimiz, yaşımız, cinsiyetimiz, gelirimiz, siyasi görüşlerimiz, alışveriş fişlerimiz, konumlarımız, kısa mesajlarımız, okul kayıtlarımız; kısacası e-posta ile gönderilen ve alınan her şey, devasa veri yığınının parçasıdır.
Küresel veri şirketlerin ve ABD’nin FBI, NSA gibi güvenlik kurumlarının elindeki muazzam kişisel veri hazinesi, ürkütücü distopyayı beslemektedir. Yerel hükümet sizi günün yirmi dört saati izlediğinde, özgürlük kelimesini kullanamazsınız. Yaşanan, modern çağın efendi-köle ilişkisinden farksızdır.
Karşı Kültür Aldatmacası: Şeytanın Melek Postuna Bürünmesi
Bu gözetim teknolojisinin kökleri askeri ve istihbarat camiasına dayandığı gerçeğini örtbas etmek için bilinçli yeniden markalaşma çabasına girişilmiştir. İnternet, adeta karşı kültürün parçasıymış gibi pazarlanarak, özgürlükçü ve demokratik araç olduğu yalanı yayılmıştır. Oysa bu, şeytanın melek postuna bürünmesinden başka anlam taşımamaktadır.
Apple gibi şirketlerin “Büyük Birader”e karşı savaşma sloganlarıyla başlattığı reklam kampanyaları, aldatmacanın en bariz örneklerindendir. Gerçekte ise, teknolojiler en başından beri Amerikan imparatorluğunun ve onun küresel emellerinin uzantısı olarak tasarlanmıştır.
Muhalif Seslerin Susturulması: Üniversitelerdeki Erken Uyarılar
İnternet teknolojisinin veya ağ teknolojisinin karmaşık ve sofistike eleştirisi, aslında teknolojinin ilk filizlendiği dönemlerde, 1960’ların sonlarında Harvard ve MIT gibi üniversitelerdeki öğrenciler tarafından yapılmıştır.
Öğrenciler, ARPANET gibi projelerin gözetim ve siyasi kontrol araçları olduğunu, hem yurt dışındaki hem de yurt içindeki siyasi hareketleri pasifize etmek için tasarlandığını açıkça dile getirmişlerdir.
Ancak uyarılar, güçlü propaganda mekanizmaları tarafından bastırılmış, teknolojiye ütopik ve zararsız imaj yüklenmiştir.
Sansür Karşıtı Teknolojilerin İkiyüzlülüğü: Tor Projesi’nin Karanlık Yüzü
TOR Projesi gibi sözde sansür karşıtı araçlar, Amerikan dış politikasının ve küresel gücünün birer maşası olarak kullanılan teknolojiler, Çin, İran ve Rusya gibi ülkelerde Amerikan propagandasını yaymak ve rejimleri istikrarsızlaştırmak amacıyla finanse edilmiştir.
Tor’un, kullanıcıların kimliğini gizlediği ve gözetimden koruduğu iddiası büyük yalandır. Aksine, Tor Projesi’nin kökenleri ABD Donanması’na dayanmakta ve Amerikan casuslarının internet üzerindeki faaliyetlerini gizlemek amacıyla geliştirilen teknolojiyi sıradan insanlara yayarak, casusların kalabalık içinde saklanması hedeflenmiştir.
Dolayısıyla, mahremiyet arayışıyla Tor kullananlar, farkında olmadan küresel istihbarat ağlarının parçası haline gelmektedir.
Teknoloji Elitlerinin Yükselişi: Yeni Dünya Düzeninin Mimarları
Bugün Silikon Vadisi’nin teknoloji milyarderleri, sadece ekonomik güçleriyle değil, aynı zamanda siyasi nüfuzlarıyla da küresel düzeni şekillendiren elitler, artık Amerikan imparatorluğunun parçası olduklarını gizleme gereği bile duymamakta, vatanseverliklerini ve Amerikan çıkarlarına hizmet etme arzularını açıkça dile getirmektedirler.
Yapay zeka gibi yeni teknolojilerle, insanlık üzerindeki kontrol mekanizmalarını daha da pekiştirmeyi amaçlamaktadırlar. İstedikleri, bankaları ortadan kaldıran, her türlü işlemi doğrudan kontrol ettikleri, hayatımızın her anını yöneten tekelci yapı kurmaktır.
Büyük Sıfırlama Komplosu: İnsanlığın Geleceğine Vurulan Pranga
Yaşadığımız tüm gelişmeler, küresel elitlerin “Büyük Sıfırlama” (Great Reset) olarak adlandırılan sinsi ve şeytani planlarının birer parçasıdır. Bu planlar, öyle iddia veya teori değil, kanıtlanmış gerçektir ve etkileri her geçen gün daha da belirginleşmektedir.
Amaçları, Türkiye gibi ulus devletleri zayıflatmak, bireysel özgürlükleri yok etmek, dijital kimlik sistemiyle herkesi fişlemek ve tek bir dünya hükümeti altında totaliter düzen kurmaktır. Nakitsiz toplum, evrensel temel gelir, karbon ayak izi dayatmaları gibi uygulamalar, büyük planın sinsi adımlarıdır.
Türkiye, jeopolitik konumu ve tarihi misyonu nedeniyle küresel planların ana hedeflerinden biridir. Ekonomik saldırılar, iç karışıklık çıkarma çabaları, kültürel yozlaşma ve teknolojik kuşatma, ülkemizi diz çöktürme amacını taşımaktadır. Ancak şeytani komplonun farkına varan, milli bilincini kuşanan ve köklerine sarılan milletin önünde hiçbir güç duramayacaktır.
Artık uyanma, bilinçlenme ve küresel oyunu bozma vaktidir! Geleceğimiz, kendi ellerimizdedir ve karanlık senaryoya teslim olmayacağız!
Küresel İfşa

Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.