Dünya genelindeki borç miktarı 315 trilyon dolar seviyesine erişti. Bu, İkinci Dünya Savaşı sonrası yaşanan en büyük, en hızlı ve en geniş borç artışıdır.
Covid-19 pandemisi boyunca, borç seviyeleri artarak tarihi bir zirveye ulaştı ve 105 trilyon doları aştı. Bu yükseliş, özellikle gelişmekte olan ülkelerin borçlanma eğilimleri tarafından tetiklendi. Düşük faiz oranları ve yaşlanan nüfus gibi faktörlerle birleşen bu eğilimler, kamu borçlarının artışında önemli bir rol oynuyor.
Hane halkı borçları; konut kredileri, ihtiyaç kredileri, kredi kartları ve öğrenci kredileri gibi çeşitli kalemleri içermekte ve bu borçlar toplamda 59,1 trilyon dolar seviyesindedir. İş dünyasının toplam borcu 164,5 trilyon dolar, finans sektörünün borç yükü ise 70,4 trilyon dolar olarak belirlenmiştir. Kamu borcunun toplamı ise 91,4 trilyon dolar olarak kayıtlara geçmiştir. Bu rakamlar, ekonominin genel durumu ve finansal istikrarsızlıklar açısından kritik göstergeler olarak kabul edilmektedir.
Durumun daha da kötüye gitme ihtimali her zaman mevcut.
Savaşlar;
Uzmanlar, Çin’in Tayvan’ı işgal etmesi halinde tahvil piyasalarında büyük dalgalanmaların yaşanabileceği ve yatırımcılar için kayıpların söz konusu olabileceği konusunda uyarıyor. Bu durum, finansal sistemin çöküşüne yönelik endişeleri artırarak genel bir kaygı haline getiriyor.
Çin’in Tayvan’a karşı artan saldırgan tutumu, olası bir işgalin ABD ve Çin arasında savaşa neden olabileceği endişesini sürdürüyor. Son yapılan askeri tatbikat, donanma, hava kuvvetleri ve roket kuvvetlerinin katılımıyla göz dolduran bir güç gösterisi olarak değerlendirildi. Bu tür gelişmeler, bölgesel güvenlik dengelerini önemli ölçüde etkileyebilir..
Ukrayna’daki gelişmeler endişe verici bir hal alıyor. Fransa’nın, Ukrayna güçlerine destek amacıyla asker gönderme kararı alması, NATO üyesi bir ülkenin böyle bir adım atmasının ilk örneği oluyor. Ukrayna Fransız askeri eğitmenlerin eğitim merkezlerine giriş yapmalarını mümkün kılacak belgeleri imzaladı. Batılı güçlerin Rusya ile doğrudan çatışma olasılığı artarken, bu durum uzun süredir konuşulan üçüncü dünya savaşı tehlikesini akıllara getiriyor.
Orta Doğu’da devam eden çatışmalar, küresel tehdit olarak dünyayı etkilemeye devam ediyor. İsrail ordusunun Gazze’nin Refah bölgesine ilerleyişi Gazze’deki sürdürülen savaş, bölgesel gerilimi daha da tırmandırıyor. Mevcut koşullar altında, yıl sonuna kadar çatışmaların yoğunluğunun artması muhtemel görünmektedir.
Küresel Salgınlar;
Küresel finans sistemleri, büyük hastalıkların etkisi altında sarsılabiliyor. Iowa’daki kuş gribi salgını, 4 milyonu aşkın tavuğun ölümüne yol açtı. 2022’den itibaren bu virüs, kanatlı hayvanlarında arasında olduğu 92,34 milyon kuşun ölümüne sebep oldu. Kuş gribinin küresel ekonomiye etkileri, tarım ve gıda sektörlerinde özellikle belirginleşiyor; yumurta ve tavuk eti fiyatlarının artması, tüketiciler üzerinde ekonomik bir yük oluşturuyor.
Kemirgenler arasında yayılan ve “Ebola benzeri kanamalar”a yol açabilen bir kanamalı ateş virüsü, Avrupa için yüksek risk oluşturuyor. Bu virüs, Ebola virüsü ile aynı kategoride yer alan viral hemorajik ateşe neden oluyor. Bilim insanları virüsün halk sağlığı için oluşturabileceği tehdit konusunda endişeli.
Doğa Olayları;
Yakın gelecekte doğal afetlerin sayısında bir artış olması bekleniyor ve bu durumun başlıca sebeplerinden biri olarak güneşin son dönemdeki artan aktivitesi gösteriliyor. Uzmanlar, Haziran ayının başlarında Dünya’yı çok daha fazla etkileyebilecek güneş fırtınalarının olabileceğini belirtiyorlar. Güçlü güneş fırtınalarının telekomünikasyon ve kitle iletişim araçlarında kesintilere ve karmaşık afetlere yol açabileceği tahmin ediliyor.
Ayrıca, çevre ve insanlık üzerinde kontrol sağlamayı hedefleyen Küresel Elitlerin, “iklim silahı” kullanarak bu süreci kendi çıkarları doğrultusunda gizli operasyonlarla fırsata çevirip, suçu güneş aktivitesine atabilecekleri ihtimalini göz ardı etmememiz gerekiyor. Zira, sarsıntılı zamanlarda yaşıyoruz ve bu dönemde her şeyin etkilenebileceği bir gerçek…
Bu makale; insanlığın onuruna ve özgürlüğüne değer veren her bireyin bilmesi gereken kritik meseleleri ele alırken, küresel elitlerin ve dünyanın dört bir yanına dağılmış işbirlikçilerinin “yenilmez” olduğu yanılgısını oluşturmak değildir, aksine insanlar izin vermediği müddetçe insanlık aleyhine olan “Büyük Sıfırlama” gibi hedeflerini asla başaramayacakları gerçeğini ortaya koymaktır. Bunlara izin vermemek, onlar için kötü haberlerin başlangıcı olacaktır.
Guwuste.com
Kalk ve uyar, Kötülüğe de dur de…
Makalemizi beğendiyseniz paylaşmayı unutmayınız…

Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.