Büyük Aldatmaca: “Kızamık Salgını” Adı Altında Gizlenen Gerçekler
Toplum sağlığı adı altında yürütülen kampanyaların ardındaki karanlık gerçekler gün yüzüne çıkıyor. Son dönemde pompalanan “kızamık salgını” paniği, aslında çok daha sinsi planın parçasıdır. Bu, Covid-19 aşılarının neden olduğu yıkıcı hasarların üzerini örtmek için tasarlanmış bilinçli aldatmacadan başka bir şey değildir. Yıllardır süregelen sahtekarlıklar, insanları korkutarak yeni aşı dayatmalarına zemin hazırlamaktadır. Ancak gerçekler, ne kadar örtbas edilmeye çalışılırsa çalışılsın, su yüzüne çıkmaya mahkumdur.
Kızamık Değil, Aşı Hasarı: Sistematik Yanıltma Operasyonu
“Kızamık” olarak etiketlenen vakaların ezici çoğunluğu, aslında mRNA’lı Covid-19 aşılarının doğrudan sonucudur. Aşıların içeriğinde bulunan ve adjuvan olarak kullanılan Polietilen Glikol (PEG) isimli madde, tek başına bile deri döküntülerine yol açabilecek potansiyele sahiptir. Vücut tarafından yabancı antijen olarak algılanan PEG, bağışıklık sistemini aşırı tepki vermeye zorlayarak antikor fırtınasına ve sonuç olarak anaflaksiye neden olur. Anaflaksinin en belirgin semptomlarından biri ise, tam da “kızamık” teşhisi konulan deri döküntüleridir.
Covid aşılama programının başlamasından bu yana, her yıl aşı hasarları farklı “salgın” adı altında pazarlanması, küresel çapta işlenen suçun örtbas edilme çabasıdır.
PEG Zehri: Bağışıklık Sistemine Vurulan Darbe
Polietilen Glikol (PEG), sadece basit yardımcı madde değildir; bağışıklık sistemini altüst eden sinsi zehirdir. Hücreler tarafından tehlike olarak algılanması, vücudun kendi kendine saldırmasına yol açan otoimmün reaksiyonları tetikler. Ani şok ve deri döküntüleri, zehrin sadece görünen yüzüdür. Uzun vadede ise vücutta biriken toksinlerin ne tür yıkımlara yol açacağı henüz tam olarak bilinmemektedir.
Ancak mevcut veriler, bu maddenin “kızamık” benzeri semptomların ana sorumlusu olduğunu gerçek bağımsız araştırmacılar tarafından ortaya çıkarılmasına rağmen aşı üreticileri ve işbirlikçi sağlık otoriteleri tarafından kasıtlı olarak gizlenmektedir.
Çöken Aşı Dogması: Bilimsel Maskenin Düşüşü
Aşıların hastalıkları yok ettiği ve hayat kurtardığı yönündeki yaygın inanış, temelsiz dogmadan ibarettir. Tarihsel veriler incelendiğinde, kızamık, su çiçeği gibi hastalıkların ortadan kalkmasının asıl nedeninin aşılar değil, yaşam koşullarının iyileşmesi, temiz suya erişim ve sanitasyon programları ile hastalıklar, aşılama programları başlamadan çok önce, temel hijyen ve beslenme koşullarının iyileştirilmesiyle zaten azalmaya başlamıştı. Aşılar, hiçbir hastalığı tek başına yok etmemiştir.
Günümüzde “kızamık”, “kızamıkçık” gibi isimlerle anılan vakalar, geçmişteki salgınların tekrarı değil, modern aşıların yarattığı yeni sağlık sorunlarıdır. Aşılama mantığı, bilimsel temelden yoksun, ticari çıkarlara hizmet eden aldatmacadır.
Sağlık Terörü: Korku İmparatorluğu ve Zehir Tacirleri
Yaşananlar, basit sağlık sorunu değil, bilinçli “sağlık terörü” eylemidir. Genç, yaşlı demeden tüm toplum, görünüşte sağlık vaadiyle sistematik olarak zehirlenmektedir. Aşıların neden olduğu her türlü sağlık problemi, yeni salgın bahanesiyle örtbas edilmeye çalışılmaktadır. Bu, insanların sürekli korku içinde yaşamasını ve dayatılan “çözümlere” boyun eğmesini amaçlayan küresel stratejidir. Hapishanede olması gerekenler, ellerini kollarını sallayarak yeni suçlar işlemeye devam etmekte, insan sağlığını hiçe sayarak kendi kirli çıkarlarını korumaktadırlar.
Şarlatanlara inanmak, kendi sağlığınızı ve geleceğinizi tehlikeye atmaktır. İhtiyaç duyulan şey yeni zehirler değil, vücudu toksinlerden arındıracak detoks programları ve doğal yaşam biçimidir.
Büyük Sıfırlama’nın Sağlık Ayağı Planları
Tüm yaşananlar, küresel elitlerin “Büyük Sıfırlama (Great Reset)” olarak bilinen planlarının parçasıdır. Amaç, sağlık sistemlerini kullanarak toplumları kontrol altına almak, bireysel özgürlükleri kısıtlamak ve yeni dünya düzeni (dümeni) inşa etmektir. Covid-19 pandemisi ve ardından gelen aşı dayatmaları, planın en önemli adımlarından biri olmuştur. “Kızamık” gibi sahte salgınlar yaratarak insanları sürekli korku içinde tutmak ve yeni aşıları zorunlu kılmak, kontrol mekanizmasının devamını sağlamaktadır. Bu, sadece sağlık meselesi değil, aynı zamanda küresel siyasi ve ekonomik operasyondur.
Türkiye İçin Uyanış Çağrısı: Zincirleri Kırın!
Türkiye halkı, küresel operasyonların hedefindedir. Sağlık adı altında dayatılan yalanlara ve manipülasyonlara karşı uyanık olmak zorundayız. “Kızamık salgını” gibi aldatmacalara kanmayın, size sunulan bilgileri mutlaka sorgulayın ve gerçekleri araştırın. Çocuklarınızı ve kendinizi zehirli dayatmalardan koruyun. Unutmayın, kandırılmak ya da kandırılmamak sizin seçiminizdir.
Gerçekler ortadayken, görmezden gelmek ve oyuna alet olmak yerine, sağlığınızın ve özgürlüğünüzün kontrolünü elinize almalısınız. Küresel sağlık diktatörlüğüne karşı dur demek, her bireyin vatandaşlık görevidir. Zincirleri kırmanın ve kirli küresel oyunları bozmanın zamanı gelmiştir!
Küresel İfşa

Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.