Küresel Elitlerin Karanlıklar Oyunu: İspanya Sadece Başlangıç!
Modern dijital dünyanın kırılganlığı, İspanya’da yaşanan son olaylarla acımasızca gözler önüne serildi. Elektrik şebekesindeki ani çöküş, sadece ışıkların sönmesi anlamına gelmiyordu; aynı zamanda küresel elitlerin insanlık aleyhine olan sinsi planlarının ne kadar ilerlediğini gösteren tehlikeli bir işaret olabilir mi? Yaşananlar, tesadüf değil, adım adım uygulanan şeytani senaryonun parçası olup olmadığı önemli konu haline dönüşmüştür artık.
Dijital Esaretin Provası: Nakit Neden Kral?
Elektrik kesintisiyle birlikte İspanya’da yaşanan ilk kaos, ödeme sistemlerinin çökmesi oldu. Nakit parası olmayanlar, en temel ihtiyaçları olan gıda ve ulaşıma erişemedi. İnternetin kısıtlanması, iletişimi neredeyse imkansız hale getirdi. Barselona gibi bazı büyük şehirlerde kısmi çözümler bulunsa da, Malaga gibi bölgelerde dükkanların çoğu kapandı, nakit kabul etmeyen yerler halkı çaresiz bıraktı.
Tam da küresel güçlerin arzuladığı tablo buydu: Nakitsiz topluma geçişin provası yapılıyor, insanlar tamamen dijital sistemlere bağımlı hale getirilerek kontrol altına alınmak isteniyordu. Elektrik olmadığında çalışmayan yazar kasalar ve POS cihazları, nakdin bile tek başına çözüm olamayacağını, ancak dijital paranın (CBDC) mutlak kontrol anlamına geldiğini gösterdi. Nakit, özgürlüğün son kalelerinden biriyken, dijital para köleliğin anahtarıdır.
Enerji Krizi Tuzağı: ‘Yeşil’ Yalanlar Çöküyor
Kesintinin nedenleri tartışılırken, gözler hızla “yenilenebilir enerji” kaynaklarına çevrildi. Güneş battığında İspanya’nın elektrik üretiminin üçte birini kaybetmesi ve şebekeyi yeniden başlatma (“black start”) sürecinin zorluğu, kaynakların ne kadar güvenilmez olduğunu kanıtladı. Güneş ve rüzgar enerjisinin istikrarsızlığı, şebekede ani dalgalanmalara yol açarak sistemi çökme noktasına getirdi. Nükleer enerji gibi güvenilir baz yük santrallerinin tasfiyesi ve aşırı “yeşil enerji” dayatması, aslında enerji arzını kasten kırılganlaştırma planının parçasıdır.
Portekiz şebeke operatörünün kesintiyi “nadir atmosferik fenomene” bağlaması veya Rus siber saldırısı iddiaları, asıl sorumluları gizlemeye yönelik manipülasyonlardır. Amaç, enerji krizleri yaratarak toplumu kontrol etmek ve “Net Zero” gibi sahte hedeflerle sanayisizleşmeyi dayatmaktır.
Hazırlıksız Yakalanmak: Planın Parçası mı?
İspanya’daki kaos, bireysel hazırlığın önemini acı bir şekilde hatırlattı. Yıllardır kasırgalarla yaşayanların veya 2012 Yunanistan krizini tecrübe edenlerin bildiği gerçek şuydu: Yanında nakit, birkaç haftalık yiyecek, su, temel ihtiyaç malzemeleri, hatta altın ve gümüş bulundurmak hayati önem taşıyordu. Avrupa Birliği’nin vatandaşlarına stok yapma tavsiyesi veya Hindistan’daki astrologların kehanetleri, yaklaşan tehlikenin sinyalleriydi.
Ancak modern toplum, konfora ve teknolojiye aşırı bağımlı hale getirilerek hazırlıksız bırakıldı. İnsanların hükümetlere, bankalara, marketlere bağımlı olması, elitlerin istediği kontrol mekanizmasının temelini oluşturuyor. Hazırlıksızlık, planın parçasıdır.
Kaos Kapıda: Güvenlik Çökerken Ne Olacak?
Elektrik kesintisi sadece temel ihtiyaçlara erişimi engellemekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal düzeni de tehdit eder. Alarm sistemlerinin, güvenlik kameralarının devre dışı kalması, polis müdahalesinin yavaşlaması, büyük şehirleri potansiyel kaos ortamına sürükler. Endonezya’da 2019’da yaşanan benzer kesintide ATM’lerin boşaltılması, dükkanların sadece nakit kabul etmesi, ulaşımın durması ve mumlardan çıkan yangınlar, yaşanabileceklerin küçük örneğidir.
Özellikle kontrolsüz göçle nüfus yapısı değiştirilmiş, yerel halkın kendini savunma hakkı elinden alınmış ülkelerde, karanlık çöktüğünde yaşanacaklar hayal bile edilemez. Güvenlik zaafiyeti yaratmak, toplumu korkuyla yönetme stratejisinin adımıdır.
Büyük Sıfırlama Gerçeği ve Türkiye İçin Uyarı
İspanya’da yaşananlar münferit olay veya teknik arıza değildir. Küresel elitlerin, Dünya Ekonomik Forumu gibi platformlarda açıkça dile getirdiği “Büyük Sıfırlama” (Great Reset) planının sahnelenmesidir. Plan, ekonomik krizler, salgınlar, enerji kesintileri gibi yapay kaoslar yaratarak mevcut düzeni yıkmayı, insanları mülksüzleştirmeyi, dijital kimlik ve parayla mutlak kontrolü sağlamayı hedefler. Nakitsiz toplum, karbon ayak izi yalanıyla özgürlüklerin kısıtlanması, gıda ve enerji arzının kontrolü şeytani planın temel taşlarıdır. İddia veya teori değil, gözlerimizin önünde gerçekleşen kanıtlanmış gerçeklerdir.
Türkiye, jeopolitik konumu ve potansiyeliyle küresel planların ana hedeflerinden biridir. Türk halkı, sinsi oyunlara karşı uyanmalı, bilinçlenmeli ve hazırlıklı olmalıdır. Nakit kullanımına sahip çıkmak, yerel üretime destek vermek, temel ihtiyaçlar için hazırlıklı olmak ve en önemlisi, dayatılan küresel anlatılara sorgusuz sualsiz inanmamak, karanlık plana karşı direnişin ilk adımlarıdır.
Uyan Türkiye, oyun büyük ve hedef sensin!
Küresel İfsa…

Okuyucularımız, kaynak gösterdikleri takdirde içerikleri izin almadan kullanabilirler. Aksi takdirde kanunen fikir hırsızlığına, Allah katında da kul hakkına girerler.